Duygusal zekâ, neoliberalizmin ahlakçı ideolojisine derinden borçlu bir kişisel gelişim doktrinidir. […] Çoğu hizmet işi makinelerle daha verimli kılınamayacağından, duygusal emeğin üretkenliği ancak çalışanların hem başkalarına hem de kendilerine karşı daha ikna edici duygu gösterimleri geliştirmeleri teşvik edilerek artırılabilir.
Ingeborg Bachmann’ın romanları ataerki ve faşizm arasındaki ilişkiyi acımasız bir netlikle açığa çıkarır.