Filmde toplumun baskısına ya da kendi iç sesiyle yaşadığı tartışmaya rağmen Nana’nın bir çıkmaza saplanmadan, ya da bir sanat eserinde nesneleşmeden özgür olabileceği gerçeği atlanır.
Evlilik yaşamının boğuculuğu, Consuelo’nun sevme kapasitesini azaltıp yaşam gücünü de tüketecek güçtedir. Antoine, Consuelo’nun mutsuz evliliğini eşinin kalbinin bencilliğine; sevmekten çok, sevilmeye düşkünlüğüne bağlar.