Ben içimden geldiği gibi konuşurum. Derdimi anlatmak için. Biz hep dert anlatmak zorunda kalıyoruz. Kürt olmak, Alevi olmak, kadın olmak, bunlar hep seni bir dert anlatmak zorunda bırakan kimlikler.
Ben ideolojik olarak bu sistemin her yönüyle karşısındayım. Bu sadece Kürt halkının özgürlük mücadelesi değil benim için. Kadınların özgürlük mücadelesinin de eş zamanlı yürütülmesi gerektiğine inanıyorum.
“Hayata dönüş” hayatın yeni adıydı. İzleyici olmanın, tanık olmanın, televizyon ekranlarından evlerin içine dolan zulmü dışarıda tutmayı becermenin, bunun hayatın yeni bilgisi olduğu zamanların adıydı.
Devrimi en iyi kadınlar anlar. Çünkü zapt edilen kadındır, tecavüz edilen kadındır, teşhir edilen kadındır. Yok edilmeye çalışan kadındır. Bunlar işte devrimin içinde kadının kendini savunma sebepleridir. Rojava’da kadınlar hem Kürt kimlikleri için hem de kadın oldukları için devrimin içindedir. Özgürlük için. Bundan dolayı diyoruz ki Rojava devrimi bir kadın devrimidir.
But before we found the night of the deer/ We were all as afraid as children.
Ama geyikli geceyi bulmadan önce / Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk
İstanbul tanıtım videosunda hepimiz sana “welcome to İstanbul” diyoruz Sarai: İstanbul’da her şey var, yalnız kadınlar yok!