Selma Gürbüz’ün bir tiyatro sahnesi ya da oyun alanı olarak niteleyebileceğimiz sanatsal çerçevesine bitkilerin de dahiliyle, doğayla olan ilişkimiz üzerine daha da içselleştirilmiş ve derinleştirilmiş bir deneyime tanık oluruz.
Yesayan Düsap’ın kendisine aşıladığı cesareti hayranlıkla vurguluyordu: “Bayan Düsap edebiyat dünyasına atılmaya aday olduğumu duyduğunda, bu yolda kadınları defne yapraklı taçlardan çok dikenlerin beklediği konusunda beni uyardı.”