Elizabeth Taylor, Muriel Spark ve zayıflama kampı kuşkusu üzerine…
HEY, AMA BÜTÜN BUNLAR KULAĞA HARİKA GELİYOR! Bu mükemmel haberden anlıyoruz ki HaberinVakti’nin cehennem tasviri bizim için barış dolu, çiçek gibi bir dünya. Herkes kapısının önündeki cenabeti övse böyle şeylere hiç gerek kalmaz.
Dün itibarıyle hepimizi bir ağlayıp bir güldürüp dünyanın en garip ruh haline sürükleyen harika duvar yazıları silindi… Ama hard disk’lerin en güzel yerinde duruyorlar hala hepsi. O zaman inadına bir Serdar Ortaç patlatır mıyız?
Taciz haberlerini sosyal medyada paylaşırken ve özgürce “Amma da uydurmuş *gülücük*” veya “Bu olay hiç inandırıcı değil” yargılarını koştururken kendi başımıza gelen taciz olaylarının en korkunç ve kaçınılmaz sorusunun “Ya bana inanmazlarsa?” olduğunu atlıyoruz.
Tam ALTI tane erkeği kullanarak en yakışıklı erkeğe giderken yanlışlıkla Charlie Chaplin’i yaratmışlar. Eyvallah da, o zaten vardı. (Ama bunu “Gerçek olsaydı kocamdan boşanırdım” diyen kadına söylemeyin sakın) Geçmiş Gazete
Psikiyatristler bilimin kahramanları değil, onlar belirsizliğin kahramanları: Bilgiyi doğaçlama ve sanatçılıkla karıştırıp insanların hayatlarını daha iyi hale getiriyorlar.
Posta’dan sanat haberi görünümlü “Söylerim babana”
Etiler’de bir işkembecinin duvarından yüzyılın özdeyişi… Tutmayın dövmesini yaptırıcam. (Levent Sevi’den gördük)