Ekranda o acımasız güzellik testini geçemeyenleri daha çabuk ve acımasız kurban ettiğimiz, doğru olabilir mi?
Süpermodel Naomi Campbell, arkadaşı (süpermodel) Kate Moss’un doğumgününü kutlamak için yirmibeş senelik arkadaşlıkları hakkında bir yazı yazmış.
Hollandalı sahte resim sanatçısı van Meegeren’den, dokuları isli karanlıklara karışan Louis Vuitton ceketlere…
Dizi görüntüsü ayırırken harcadığım saatleri yarın masamda, Pulitzer ödülü olarak bekliyorum. (Yeterince söylersem olacak)
Stok fotoğrafları bu kadar bayık ve aynı zamanda da uzaylı kılan nedir? Acaba birazcık da “saatine kızan adam” ve “salatasıyla gülen kadın” kendilerini gördüğümüz reklam, dergi ve gazetelerde bize bir “Beni böyle mi görüyorsun? Allah belanı versin senin” hissi verdiği için olabilir mi?
Bu hafta Şükran Günü haftası sebebiyle dizi yayınlanmadı – ben de tatili fırsat bilip iki bölümü biriktirdim. İşler kızıştı. Başlayalım. Bölüm Axeman (BaltaAdam! Baltacı?) dostumuzun 1919 senesinde New Orleans’ı terörize etmesiyle başladı. Axeman, New Orleans’da aynı senelerde gerçekten Louisiana’yı hafif kana bulamış ve yakalanamamış bir katil. Üstelik işin ilginci, kurbanlarını genelde kendi baltalarıyla öldürürmüş. […]
Fotoğrafçı Gregory Halpern’la tek sorulu dev röportaj.
İngiliz yazar Doris Lessing vefat etmiş. Kendisini Türkü Söylüyor Otlar‘dan bir alıntıyla uğurlayalım: “Böylece, sert tepelerden boğucu, tozlu nefesler püskürten, hafif esintili, sıcak, durgun, ağustos ve eylül ayları geride kaldı. Mary, daha önceleri birkaç dakikasını alan işler için saatler harcayarak, düş dünyasında dolaşan bir kadın gibi davranıyordu. Kızgın güneşin altında şapkasız dolaşıyor; acımasız, […]
LaLaurie annelik muhasebesinde, Cordelia’ya olanlar oldu, Fiona ise Macbeth’e adaylığını koydu.
Her düşen uçak, insanın bulutlarda yüzme hayalinin de yere çakılması bir yerde, şiirsel bir tarafı var. Bu mezar taşı, bunun da anıtı olamaz mı?