Bu fotoğraf, Alf Kumalo’nun 1985 ‘te Güney Afrika’nın Doğu Cape bölgesinde bulunan Uitenhage’deki katliam protestolarında çektiği bir kare. 1985 senesi ölümlerle örülü, özellikle kanlı bir sene: Uitenhage, Queenstown, Mamelodi, Winterveld ve Alexandra’daki müdahalelerde onlarca kişi öldürülür. Apartheid yönetimine karşı ayaklamaların her yana yayıldığı 1985’te Temmuz ayında Doğu Cape bölgesinde OHAL ilan edilir. Polisin gücü artırılır, Birleşik Demokratik Cephe liderleri ve mensupları (8000 kişi civarı) hapse atılır. İsyanların önü alınamayınca 1986 senesinde tüm ülkede OHAL ilan edilir.
Bu fotoğrafın çekildiği 21 Nisan 1985 günü ise bir grup, 1961’de polisin 28 kişiyi öldürdüğü Sharpeville Katliamı’nın anma törenine katılmak üzere Langa, Uitenhage’ye yola çıkar. Yürüyüş sırasında insanların üstüne ateş açan polis en az 21 kişiyi öldürür. Tam sayısı hala bilinmiyor ve 43’e çıktığını dahi yazan var. (Burada, bir Temmuz günü öldürülen Vedat Aydın’ı ve onbinlerin katıldığı cenazesinde insanların üstüne açılan ateşi hatırlayalım.) Uitenhage’deki olaydan birkaç saat sonra, dönemin Kanun ve Nizam Bakanı Louis Le Grange Parlamento’da yaptığı konuşmada, kitlenin polisleri kışkırttığını, ateş açmalarına sebep olacak hareketlerde bulunduğunu ve polisin müdahalesinde haklı olduğunu ifade eder. Elbette tarih gösterecektir ki, bu resmi açıklamada anlatılan olaylar yalan dolandan ibarettir. Zaten, dünya üstünde polisin bir kitlenin üstüne ateş açmasını haklı gösterilebilecek hiçbir sebep de yoktur, olamaz.
Bu katliamın protestosunda kalabalık, fotoğrafta gördüğünüz pankartı taşıyarak yürür: ASLA HEPİMİZİ ÖLDÜREMEYECEKLER.
Akıllara kazınan bu kareden ilhamla slogan senelerce dünyanın değişik yerlerinde farklı protestolarda kullanılır. Baskı ve zulmün beyhudeliğinin, özgürlük çabasının asla bitmeyeceğinin yalın bir ifadesi. Son birkaç gündür aklımdan çıkmıyor.
Ruhumu hafifletmek ve uğurladıklarımızı uğurlarken kendimi yatıştırmak için mi, yoksa geride kalmışlığımdan, söz söyleme sorumluluğunu nasıl sırtlanacağımı bilemediğimden, duyduğum suçluluğa bir ad koyamadığımdan mı bilmiyorum, Sindiwe Magona’dan bir şiirle besledim bu imgeyi.
Sözüm olsun ki!
Yaşlılığımızı göreceğiz
Sen ve ben.
Ve hikayeler anlatacağız
Yaşadığımız, aşkla bağlandığımız —
Gençlik hayallerimizi
Ve ihtiyarlığımızın budalalığını
Şahit olduğumuz kabusları
Etrafta gövde gösterisi yapan
Gerçekmiş gibi…
Nasıl anlatacağız yaşlanamayanların hikayesini? Ölülerimizi nasıl yükleneceğiz? Bu gövde gösterisine, gerçek diye ortada salınan bu kabuslara şahit ruhlarımız hiç hafifler mi?
Kaynaklar:
Buradan, şuradan ve buradan ve de böyle.