Çeşitli uyarlamaları olan Aşk ve Gurur’un zombili versiyonu da olduğunu biliyor muydunuz? Ben bir iki yıl önce görmüştüm ama kesin “cheesy” bir filmdir diye düşünüp sinirlenerek sekmeyi kapatmıştım. Çünkü 18. yy İngiltere’sinde geçen muhteşem bir aşk hikayesinde zombi gibi bir korku ve garabet öğesinin işi ne? Fakat uyuyamadığım ve Netflix’te izleyecek doğru dürüst bir şey bulamamanın verdiği çaresizlikle filmi izledikten sonra tıpkı Elizabeth Bennet gibi ön yargılarımın kurbanı olduğumu anladım.
Öncelikle tam ismini yazıp IMDB linkini vereyim; Aşk ve Gurur ve Zombiler. 2016’da yayınlanan bu filmi kaç okur izledi bilmiyorum ama Ekşi Sözlük’te sadece birkaç entry girilmiş ve IMDB’de sadece 44.638 kişi oy kullanmış. Bol “ve”li ve zombili bir aşk filmin neden çok dikkat çekmediğini anlayabiliyorum. Diğer yandan film hiç de berbat bir kurguya sahip değil ve oyuncu kadrosu göz alıyor. Game of Thrones’ın aslan kraliçesi Cersei Lannister’ı canlandıran Lena Headey, Mr. Darcy’nin teyzesi rolünde. Bennet ailesinin reisi yine GoT dünyasından Tywin Lannister’ı canlandıran Charles Dance. Doctor Who’nun onbirinci Doktor’u Matt Smith Aşk ve Gurur versiyonları arasındaki en sevimli Rahip Collins’i canlandırıyor.
Kadro bir yana zombili Aşk ve Gurur’un en güzel özelliği ise Bennet kardeşlerin dövüş yetenekleri.
Buradan sonrası bol spoilerlı olacak. Aşk ve Gurur severler zaten filmin genel senaryosuna hakimler fakat izlemeden değişikliklere vakıf olmak istemeyenler için buradan sonrası mayınlı tarla.
Film Seth Grahame Smith adlı yazarın romanından uyarlama. 1700’lü yıllarda kıta aşırı ticaretler yüzünden bulaşan bir salgın hastalık sonucu “ölmeyenler” meydana geliyor. “Isırılır ısırılmaz yaşayanların beyinlerine karşı doyurulmaz bir açlık hisseden” zombilerle mücadele etmenin en iyi yöntemlerinden biri ise uzak doğu savaşlarını öğrenmek. Mr. Bennet’in kızları film boyunca izlediğimiz en iyi savaşçılardan. Mr. Bingley’le tanışacakları balo için hazırlanan leydiler jartiyerlerinden ve çizmelerinden keskin bıçakları eksik etmiyorlar. Jane Austen’in cümleleriyle örülü filmde Bennet kardeşlerin dövüş talimlerini, kılıç hareketlerini izlemek çok zevkli. Mr. Darcy Elizabeth’in güzel olduğunu, hoş bir figüre sahip olduğunu, gözlerinin zekâ dolu olduğunu fark ettiği sırada Elizabet bir zombiyi iki bıçak darbesiyle yere seriyor.
Jane Austen’in esas kadınları her zaman erkek karakterler karşısında cüretkar ve kendinden emin olmuştur. Jane Austen: Kitaplar ve Çamura Batmış Ayakkabılar yazısı, erkek akıllı adabı muaşeret kurallarını kendinden emin bir şekilde çiğneyen bu kadınları çok güzel tasvir ediyor. Bu film sadece kadınların eline silah verip tüm senaryoya aksiyon katarak temposu yüksek bir hale dönüştürmüş durumda.
Diğer yandan Mr. Darcy’nin Elizabeth’e duygularını ilk itiraf ettiği sahneleri hepiniz hatırlarsınız. Elizabeth, net bir şekilde onu reddeder ve ablasının saadetine mani olan Darcy’le yüzleşir. Elizabeth’in “Beni beğenmenizi istemedim. Hislerinizi de onayım olmadan açıkladınız” sözleriyle; kibirli, soğuk, pür mantığı bir yana bırakıp yüreği elinde karşısında duran Mr. Darcy’i dumura uğratması kitabın en sevdiğim bölümlerinden biri oldu her zaman. Devamında Mr. Darcy neden Bingley’i uzaklaştırdığını açıklarken Elizabeth’le beraber ben de öfkeleniyordum. Filmde tam bu sırada Elizabeth Darcy’e -başka nasıl anlatılabilir bilemedim- girişiyor! Karşılıklı dövüşe dönen tartışmayı Elizabeth’in kazanmasını izlerken kendimi tutamayıp kıkırdadım.
Filmde orjinaline kıyasla yapılan bariz değişikliklerden biri Darcy’nin teyzesi Lady Catherine de Bourgh’un Elizabeth’ten hesap sormak için kapısına dayandığında yaşananlar. Baştan söyleyeyim, ben bu değişikliği sevdim. Filmde daha genç olan teyze, ülkenin en yaman savaşçılarından biri. Elizabeth’i saygısızlığı yüzünden düelloya davet ediyor. Kendisiyle değil de iri yarı vekil harcıyla dövüşen Elizabeth’in yeteneği teyzemizi mest ediyor. Lady Catherine de Bourgh Elizabeth’in çetin ceviz olduğunu anlayarak terk ediyor Bennet evini.
Orta halli bir Aşk ve Gurur hayranı olarak (Hint versiyonunu bile izledim) tehlikeli bir dünyada kendini nasıl koruyabileceğini bilen ve bunu ustalıkla başaran kadınlarla dolu bir filmi izlemekten keyif aldım. IMDB puanı 5.8 olan bu film üzerine yazmak belki sinefilliğime bir parça gölge düşürecek ama izleyen diğer kadınlar filmde neleri en az benim kadar sevdi merak ediyorum. Bir romantik kültün bu şekilde “hareketlendirilmesine” öfkelenen yorumlar da kabulüm. Yorumlarda buluşalım Darcy’sini arayanlar.