Autotune’a olan bu şiddetli ve aktif nefretin arkasında efektin Siyahlıkla ilgili köklenmiş bilinçdışı yargıları sarsmasına ek olarak, ahenkli, yani rasyonel dünyada yeri olmayan ölçüsüzlüğe, abartıya yönelik tahammülsüzlük de vardır ve bildiğimiz gibi, abartı ve ölçüsüzlük kadınsı sayılan özelliklerdir.
Demans ve alzheimer olgularının hangi politik ve sosyal koşullarda özneleri etkisi altına aldığını tartışmak feminist perspektif açısından bir gereklilik.
Bu öncü sloganı alıp, daha düne kadar varlıklarından haberdar olmadıkları kadınların mücadelesini estetize eder şekilde oryantalist imajlarla birleştirerek kullanan Batılı sanat kurumları, hayatlarını riske atan protestocuların taleplerini nitelendiren nüansları görünmez kılarak suç ortaklığı yapıyor.
Gelenin gideni aratmadığı, daha özgür, daha adil ve dilimizde tüyün bitmediği bir yıl olsun. Kalemimize, klavyemize kuvvet!
4 Ocak’a kadar erişime açık olacak “İran için İran’dan Filmler” seçkisinde neleri izleyeceğinize karar veremediniz mi? 5Harfliler’den dev hizmet! Sizin için seçkinin en ilginç birkaç filmini izleyip önerilerimi yazdım.
Ermeni transatlantik göçü üzerine literatürde kadınların özneliğine rastlamak zordur. Amerika’ya göç eden kadınların deneyimi genellikle Dahiliye, Hariciye ve Zaptiye nezaretleri arasında geçen yazışmalarda kaybolur.
Belli aralıklarla oturuyoruz, yıkım nedir, nasıl olmuştur, kimlere yapılmıştırı konuşuyoruz […] sonra bir tur daha oturuyoruz ve bir ülkenin dolduramadığı koca boşluğu bu defa da obruklarla anlamlandırmaya çalışıyoruz.
Göç ederken yalnızca bir bölge ve orada yaşayan insanlar değil, aslında bir zaman terk ediliyor ve o zamana dair her şey, o anda yok oluyor.
Sorgulayan ve boyun eğmeyen sanat egemenlerin tarihine ve kültürüne baş kaldırabiliyor, kendini barbarlığın karşısında konumlandırabiliyor.
Zaten uzun süredir merkezde olan arabesk müzik, neo-arabesk kraliçeler aracılığıyla merkezle olduğu kadar Z kuşağıyla da bağını kuvvetlendirmiş görünüyor.