Kadın yüzlerinin bariz bir şekilde öne çıktığı tarih ise geç 11. yüzyıla tekabül ediyor. Ağırlıklı olarak İran’da üretilen, renkleri ve hikâyeleri olan bu seramik eserlerin kahramanları mah-ru (ay yüzlü) diye tabir edilen, Asyatik özellikler gösteren, geniş, beyaz yüzlü, badem gözlü, küçük ağızlı kadınlardır.
Dünyanın resimleri en yüksek fiyata satılan kadın ressamlarından Nataliya Gonçarova ve on dört parçadan oluşan taş baskı serisi Savaşın Mistik Suretleri…
Hepimiz güçlü insanlarız, bir şekilde güçlüden ziyade savaşçı insanlarız. Çok küçük yaştan beri dışlanan, öteki sayılan bir grubuz. O yüzden de daha saldırganız.
Hayali Kadın Kahramanlar kaldığı yerden Gazeteci Sevim ile devam ediyor.
Özgecan Aslan cinayetiyle ilgili The Guardian’da yayınlanan 5Harfliler yazısının Türkçe metni.
“Görüntü yönetmenliği okuyamazsın, yaparak öğrenirsin. Ve neden bilinmez, kadınlara kıyasla çok daha fazla genç erkek kendini beğenmiş şekilde ‘ben yapabilirim, kamerayı ben tutabilirim’ diyebiliyorlar. Ben de böyle yapmaya karar verdim. ‘Evet, yaparım’ dedim ve çalışırken öğrendim.”
“Üstelik bazı troller bu konuda oldukça açık sözlü: ‘Eğer bunlara katlanamıyorsan internetten defol!’ Ne zaman saldırganlarımızla yüzleşsek aynı nakaratı duyuyoruz. Ama neden? Neden benim yerime SİZ internetten defolmuyorsunuz?”
Lindy West’in the Guardian için yazdığı makalenin çevirisi…
Filmi seyreden erkek arkadaşlarımızın akıllarında onca şey arasında tecavüzcü erkeklerden birinin adının Kurt olduğu kalmıştı. Okul sıralarında başlayan temsili tecavüz akımına kısa sürede “kurt yapmak” adı takıldı ve sanıyorum erkeklerin büyük bir çoğunluğu paylarını aldılar.
Bir kadının, sırf kadın olduğundan babasıyla arasında gelişen ve kendi olmakta ısrar ettikçe büyüyen mesafe bu hayattaki en acımasız şeylerden biri değil mi?