Bir ebenin, bir geceye sığan upuzun kariyeri. 1936’dan bir gazete haberi. Besime oradan oraya koştururken.
Akademidergisi.com’un bugünkü haberinden öğrendiğim kadarıyla “Türkiye sinsice ibneleştiriliyor”muş.
Veggistanbul’un kurucuları Merve ve Yaprak’la vegan ve vejetaryen yaşam tarzını benimseme ve paylaşma serüvenlerini konuştuk.
Doğum sancısı çekmenin de bir tarihi ve bu tarihin içinde de birtakım adamlar var.
“Kim Kardashian selebritiler, materyalizm ve selfieler peşinde hiç bitmeyen berbat koşturmacamızla yarattığımız bir tür Frankeştayn, ve kendisini geri göndermenin hiçbir yolu yok. Ancak bazı açılardan kendimi ona istemsizce bağlı hissediyorum, ve bu yüzden Ermenistan ziyareti için en büyük umudum alakasız bir teyzenin onu evine sürükleyip zorla yemek yedirip vodka içirmesi.”
Janet Echelman, bilinen ‘kent heykeli’ algısını, rüzgârı, ışığı ve suyu kullanarak yarattığı, hafif ve çarpıcı eserleri ile değiştirmeyi başaran bir sanatçı.
”Akıntı yapan adet kanı değil, kadın düşmanlığıdır!”
Bir 16. yüzyıl bürokratından Kahire anıları. Rumi Anadolu kadınlarının güzelliklerinden Kahire kadınlarının edepsizliklerine…
İstanbul Feminist Kolektif’in hazırladığı Mart 2015 raporunda hayatını savunmak için şiddete başvuran kadınlar var.
Ben Ferhunde Hoca’dan hoca-öğrenci ilişkisini eşit kılma çabasının ne kadar kıymetli bir çaba olduğunu, bu çabanın öğrenciyi nasıl yüreklendirdiğini ve içten, güven veren ve sevgi dolu her karşılaşmanın iyi bir insan ve sorumlu bir akademisyen olma yolunda bize kattıklarının paha biçilemez olduğunu öğrendim.