Filistin işgali etrafında gelişen medya ve diplomasi savaşlarının dünyadaki yankıları.
Nihayet!
İnsanlara “Dünya Kupası’na gittim” dediğimde çoğu “bu yıl dünya kupası mı vardı” diye sordu. Vardı, ama erkekler değil kadınlar oynuyordu.
Benim ruhumu sürükleyen, bende alev haline geçen bir şey var, o da sanat aşkıdır.
Apache’lerin kutsal saydıkları ve SİT alanı olan bölgenin bir maden şirketine pazarlanması üzerine yola düşen 16 yaşındaki Naelyn Pike, oku ve yayıyla dünyanın tüketim sembolü olmuş Times Square’i hedef alıyor.
Albert Lamorisse’in 1956 yapımı “Kırmızı Balon” filmi iyileştirebilir mi bizi?
Türk insanını büyüleyen bir unsur da saçlarımız. Genellikle şöyle olur: sokakta yürürken ya da otobüste giderken bir yabancı size yaklaşır ve saçınıza dokunur, sonrasında da “Bu saçı nasıl yıkıyorsun?” gibi
İstanbul Feminist Kolektif, hayatta kalmak için şiddete başvurmak zorunda kalan kadınların çetelesini tuttuğu “Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor” raporlarının Ocak-Haziran ayı değerlendirme dosyasını yayınladı.
Sanat ve zanaat arasındaki ayrımlar bulanıklaşmaya başladı. Bana kalırsa bu bulanıklaşma, üretimdeki çeşitlenme ve yenilikler, beraberinde sanata erişim açısından bir demokratikleşme de getiriyor.