Yıllardır maruz kaldığı erkek şiddetine, işkencelere ‘şiddetle’ karşılık vermek durumunda kalan, yaşamak için öldürmek zorunda bırakılan kadınlar…
Meksika’nın profesyonel güreşçi kadınları ve rekabetin tiyatrosu
Yaşar Kemal, 1962’de sormuş: Ben sevgiden, sevinçten söz açmak istemez miyim, delice, çılgınca, içim taşa taşa, bir sevinçten söz açmak istemez miyim?
Bu şekli, yedi kat muşambaya, üç kat mavi beze sarar ve kırk bir dikiş de atarsanız, dişi cinler belki sizden uzak dururlarmış. Ama belki!
Anadolu’da lohusa kadınlara musallat olan, zamanında kendi çocukları olmadığı için, henüz çocuk sahibi olmuşlara rahat yüzü vermeyen birkaç cin’den kadın var.
Olmaz ki. Turşu onlar.
Eylemlerimiz, yöntemlerimiz toplumumuzun geleceğini belirliyor. Özgürlüğe, toplumdaki pek çok insanı gaddarca ayrımcılığa, şiddete maruz bırakarak ulaşırsak, o türden bir özgür toplumda yaşamak isteyecek miyiz gerçekten?
Kübra Keskindokur, Türkiye’nin ilk online futbol okulunda her hafta yeni bir video yayınlıyor.
“Bu görüntülerde bize benzeyen bir şey var; bizim insanımızın kısa ve yalın bir tavırla kendini açıklayışını görüyorum.”