Acil Geçici Barınma Kamusal Hizmet Olarak Sağlanmalıdır

Deprem bölgesinde hayatı yeniden kurma yükünü yine en fazla kadınlar taşıyor.

Bir Deprem Yazısı

Bu konuda söylenecek bir şey varsa söyleyecek ben değilim. Diğer yandan, İstanbul’da duran biri olarak seyrettiklerimden, duyduklarımdan, işittiklerimden sürekli notlar alıyordum.

Çıkmaza Doğru: İfade Özgürlüğü ve Demokrasinin Hezimeti

Kendimizi üstümüzde öteden beri iktidar sahibi olanlar tarafından bize verilen etiket ve kimliklerin hapishane hücrelerine kapattığımızda, sahneleyeceğimiz şey en iyi ihtimalle bir hapishane isyanı olur. Devrim değil.

Bir Uzun Newroz Yürüyüşü

Girişe vardığımda sadece bu yolda 6 bin adım attığımızı gördüm. Polisin bu eziyet karşısındaki umursamaz tavrı, soğuk hava ve yağış, yerdeki çamur ise alana vardığımızda yerini büyük bir coşkuya bıraktı.

8 Mart’ta Erzincan’da Neler Oldu? : Erzincan Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği ile Söyleşi

Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz. Bilinmelidir ki her birimiz bu mücadelenin böylesi sistematik bir şekilde baltalanmaya ve yok sayılmaya çalışıldığı yerde yine alanlarda olmaya, haklarımızı dile getirmeye ve sözümüzü söylemeye devam edeceğiz.

Bir Garip 8 Mart

Dün okunan basın açıklamasında da dendiği gibi evet yastayız, evet öfkeliyiz ama bu enkazı birlikte kaldıracağımıza inanan milyonlarca insanız da.

Devletsizlik, Irkçılık ve Lubunyalığın Kesişimi: Deprem Bölgelerinde Göçmen LGBTİ+’lar

LGBTİ+ ve göçmen olmak iki belalı kesişim kümesinin ortasında olmak demek: İkisi de görünürsen, duyulursan, “alıktırırsan” şiddete, aşağılanmaya, küçümsenmeye maruz bırakılabilirsin demek. Kriz anlarında gözden çıkarılabilir, göze battığın kadar görmezden de gelinebilirsin demek.

Öznelerini Sırtlanan bir Sinemacı: Sibel Tekin

Sibel, başka birçok belgesel sinemacı gibi, başından beri “ötekiyi” seyretmeyi ya da seyrettirmeyi değil, anlamayı seçti. Belki de o yüzden eli herkese değdi.

Kader Planının Tek Kullanımlık Hayatlarına Karşı Halkların Olağanüstü Demokratik Dayanışması

Halklar, kültürler ve içinde boy attıkları canlı doğa için ölümün olağanlığı ile devletli piyasanın hayat ve ölüm üzerindeki olağanüstü yetkilerini bir arada ören bu olağanüstülük retoriği de yine öteden beri olduğu gibi, rejimin gayri-mistik somut kaynağı halkın (demos) gücünden duyduğu derin korkuyu mistik bir korku olarak halka geri yansıtma işlevi görüyor. En azından “plan” bu.

Boşandık Canım, Ölmedik

Şok haber: Boşandıktan sonra tekrar aşık olabiliyoruz.

Pin It on Pinterest