30 Nisan 2023’te Havle Kadın Derneği tarafından gerçekleştirilen “Kadınların Masası: Dindar Kadınlar Siyasetten Ne Bekliyor?” etkinliği, hakkında çokça konuşulan ancak bir türlü söz sırası kendisine gelemeyen dindar kadınlar için 14 Mayıs seçimlerinin öncesinde bir alan açma denemesiydi.
“Kadınlar, diğer kadınlar üzerinde tahakküm kurmak amacıyla ırklarının ve sınıflarının gücünü kullandığı müddetçe, feminist ‘kız kardeşlik’ hiçbir zaman tam anlamıyla gerçekleşemez.”
Kutsal mekân ritüel, beden, toplumsal cinsiyet, sınıf politikaları çerçevesinde temellük ve dışlama stratejileriyle üretilir. Kutsal bir mekân sadece keşfedilmez, kurulmaz veya inşa edilmez; belirli çıkarları olan kişilerce sahiplenilir ve işletilir.
Yıllar önce seçim vaatleri çarşaf çarşaf yayınlanırken yalnızca “Aile politikaları” başlıklarında kendilerine yer bulabilen kadınların bugün somut çözümler içeren ve muhatap alan politikalar arasında seçim yapabilme imkânı bulması Türkiye’deki kadın hareketinin etkisinin bir meyvesidir.
Çalışma hayatına son vermek zorunda kalan kadınlardan, istemediği halde toplumsal annelik kalıplarına sıkıştırılan özgür ruhlardan, arzularından hatta kendinden vazgeçmek zorunda kalan yorgun beş harflilerden biri olmayı kim isterdi?
Hakikati yok saydıkça, inkar ettikçe, bilip de sustukça geçmişin hayaletleri bize hep musallat olacak. Bizi özgürleştirecek şey bilmeye cesaret etmek ve hakikat anlatıcılarının çoğalması.
Romans, polisiye, bilimkurgu, Gotik edebiyat… Kadınlık ve kadın kahramanlar popüler türlerin kalıplarına da sığmıyor ve dönüşüyor. Aksu Bora ve Emel Uzun Avcı’yla derledikleri Hafif Kahramanlar kitabı üzerine konuştuk.
Yönetmen Sarah Polley bir röportajında şöyle diyor: “Bir şeyi anlatacak kelimeleriniz olduğunda, bu o şeyi nasıl anlamlandırdığınızı, onu hayatınızın hangi noktasına dahil ettiğinizi değiştirir.
Selma Gürbüz’ün bir tiyatro sahnesi ya da oyun alanı olarak niteleyebileceğimiz sanatsal çerçevesine bitkilerin de dahiliyle, doğayla olan ilişkimiz üzerine daha da içselleştirilmiş ve derinleştirilmiş bir deneyime tanık oluruz.
Sonunda bizi on yıllardır dava açmaya zorlayan, kimlik bilgilerimizi değiştirmek için süründüren adaletsiz düzenin değişiminin eşiğindeyiz. Bu karar; feminist mücadelenin, her zorluğa rağmen pes etmeyen kadınların direnişinin eseri.