Şiir buluşmalarımıza devam edip poetik bir zemin kazandırmak istiyoruz bu adaletin olmadığı, umudun yaralandığı, neşenin kaybedildiği zamana ve bu coğrafyaya.
Ernaux’yu okurken elle tutulur bir aile albümümüz olmadığı için kaybettiğimiz görüntüler daha fazla mı acaba diye düşünüyorum.
Senkronize yüzme milli takımında olan iki gencin spor kariyerine odaklanan Düet belgeseli, spor sektöründe kuir/kadın olmanın ne demek olduğunu, yüzme federasyonundan yeterince destek göremeyen bu sporun nasıl bir şey olduğunu anlatıyor. Kendileri de uzun yıllar su balesi yapmış olan, filmin yönetmenleri İdil ve Ekin ile biraz film üzerine biraz da film sektöründe, sporda kadın ve kuir olmak üzerine konuştuk.
Tarımda kullanılan zehirlerin, neden kadınları daha çok etkilediğini, yayımladıkları “Pestisit Atlası” bağlamında, Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği Program Koordinatörü Yonca Verdioğlu ile konuştuk.
Hayatta her şeyin onarıma ihtiyacı olduğu doğru değil mi? İlişkilerden kişilere, kalpten akla hemen her şeyin onarıma ihtiyacı vardır.
Müveddet Nisan Yıldırım’ın işleri için seçtiği “Gidişini çizdim” ve “Çocukken nasılsa şimdi de öyle” gibi poetik isimler edebi bir hissiyat yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda güçlü bir dayanışma hissi veriyor. Kâğıt üzerinde pastel bir yara açar gibi, diye düşünerek galeriden ayrıldım, ama yara neden iyi hissettiriyor?
Transların ve deneyimlerinin patolojikleştirilip kriminalize edilmesinde de sözde bir “normal”in ve “doğal”ın yaratımı ve onlara yapılan referanslar önemliydi. Ve bu “normal”i doğumda atanan cinsiyetle kendi cinsiyet kimliği örtüşen cis gender deneyimler temsil ediyordu.
Devletin ve sermayenin izni ve teşvikiyle yıllarca TV’den canlı yayınlanan, bu iznin çizdiği çerçeve ile toplumun basitçe “salak salak işler” diye küçümsemesi sağlanan, ünlülerin ve siyasi figürlerin desteğiyle rahat rahat istediği yerde top koşturabilen bir örgütün yaptıklarını iktidarsız bir gizli geyin kan donduran intikam hikâyesine indirmeye yelteniyor.
Aksu mücadele etmeye, dans ve dövüşün harmonisine dair çok şiirsel bir film yapmış. Dört farklı dansçının politik meseleleri etrafına örülmüş olan bu dans ederek dövüşme hali çok ilham verici. Çünkü hem mücadeleleri ve özneleri birbirine bağlıyor, hem de Rukeli’nin Nazilere karşı mücadelesini tarihsel olarak Türkiye’ye bağlıyor
Geçtiğimiz aylarda çıkan Gönüllü Çocuksuzluk kitabı, bilinçli bir şekilde ebeveyn olmama tercihini derinlemesine ele alarak önemli politik ve toplumsal sorular soruyor.