Yeni anayasa değişikliği ile tüm hak arama, itiraz, müzakere kanallarının kapatılacağı bir sistemde kamu yararı ve vatandaşın şartları ve talepleri yerine, emlak ve inşaat şirketlerinin ihtiyaçları ve dayatmaları öncelikli olacak.

MEYDAN

Anayasa Değişikliği Çevreyi ve Kenti Nasıl Dönüştürecek?

 

İstanbul Kent Savunması Pazar günü gerçekleşecek olan referandumda kentsel dönüşüm bağlamında neyi oyladığımıza dair şahane bir broşür hazırlamış. Anayasa değişikliğinin kent hakkımıza ne tür müdahalelerde bulunacağını tane tane anlatıyor. Broşürden öne çıkanları buraya aktarmak istedim. Ama özetle durum şudur: Tüm hak arama, itiraz, müzakere kanallarının kapatılacağı yeni sistemde kamu yararı ve vatandaşın şartları ve talepleri yerine, emlak ve inşaat şirketlerinin ihtiyaçları ve dayatmaları öncelikli olacak.

 

TEMEL SOSYAL BİR HAK OLAN KONUT HAKKI TEK BİR KİŞİNİN KARARNAMELERİYLE DÜZENLENİP YOK SAYILABİLECEK! MADDE 104’E GÖRE:

 

Partili Cumhurbaşkanı, sosyal haklar ve ödevler konusunda kararname çıkartabilecek. Bu haklar arasında olan Konut Hakkı da keyfi düzenlemelerle elimizden alınabilir. Partili Cumhurbaşkanı ya devletleştirme, özelleştirme, kamulaştırma, acele kamulaştırma gibi hukuki araçları kendi istekleri doğrultusunda kullanırsa? Partili Cumhurbaşkanı, yüksek yargının tamamına yakınını ya kendisi ya da meclisteki partisi kanalıyla belirleme hakkına sahip olduğundan, Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin yargısal denetimleri de imkansızdır.

 

TEK BİR KİŞİYE BAĞIMLI BİR YARGI SİSTEMİNDE KONUT HAKKI İÇİN TÜM İTİRAZ VE HAK ARAMA YOLLARI KAPANABİLECEK!

 

Keyfi şekilde ilan edilen riskli alan ilanları ve acele kamulaştırmalara karşı açılan davalarda yürütmeyi durdurmalar imkansızlaşacak; Partili cumhurbaşkanı, kendi atamalarıyla ve vesayeti altındaki Meclis çoğunluğunun desteğiyle, HSYK üzerinden yargıyı kontrol edecek. Bu nedenle:

 

  • Yüksek yargıya gitsen de sonuç alamayacaksın çünkü partili cumhurbaşkanın atadığı yüksek yargıçlardan oluşan yüksek mahkemelerden başkanın iradesi dışında karar çıkamayacak;
  • Baskı altında kalan bilirkişiler tarafsız rapor yazamayacak;
  • Basın açıklamaların, itirazların, protestoların terörizmle eş muamele görecek, Mahalle derneklerin baskı görecek, Tüm siyasi görüşlerden mahalleli bir araya gelse dahi müzakere yolları kapanmış, son sözü şirketlerin söylediği bir değişikliğe razı mısın?
  • Afet yasası son yönetmeliğiyle gelen; hiçbir bilimsel rapora dayanmadan yaşadığın mahallen dahil olmak üzere kentin neredeyse tümünün riskli alan ilan edilmesine razı msın?
  • Kamu düzeni, güvenlik gibi belirsiz terimler vasıtasıyla; Yapılarının %65’i imar mevzuatına aykırı ya da ruhsatsız olan alanları doğrudan riskli alan ilan ederek; Aflarla hak kazanmış eski gecekondu alanları veya hisseli arazi tapulu  alanlarda kazanılmış konut haklarını geri alarak; Kentlerin neredeyse tümü riskli alan ilan edilebilir.
  • Tayin edilen projeye katılmazsan konutunun satışa çıkartılmasına, evini boşaltmazsan elektriğinin suyunun doğalgazının kesilmesine razı mısın?
  • İdarenin yanı sıra, mahallenden birinin, mülk satın almış bir şirketin ya da TOKİ’nin mahalleni riskli alan ilan ettirmesine razı mısın?
  • Kendi evini yapana makul şartlarda kredi verecekleri yalanına inanacak mısın? Konutunu yaparken ⅔ kararı doğrultusunda kabul edilen projeye uymak zorundasın. Pahalı bir proje olabilir. Mülkünü ipotek ettirip ipotek masrafını ödeyeceksin. 5 çeşit sigorta yapmakla yükümlü olacak, bunlardan üçünü kredi borcun bitinceye kadar ödemek zorunda kalacaksın. Müteahhitten kaynaklı herhangi bir aksaklık tespitinde, aksaklığı verilen sürede düzeltemezsenBakanlık’a krediyi geri ödemek zorunda kalacaksın. Üstelik ödeyemezsen, ipotek icra daireleri kanalıyla paraya çevrilebilir.
  • Riskli alan ilan edilen mahallende yerinde kalma hakkının tamamen elinden alınmasına; İmar Hakkı Transferi ile satamadıkları TOKİ konutlarına sürülmeye razı mısın?

 

Ayrıntılı bilgi almak için aşağıdaki iki oturumdan oluşan panelin kaydını izlemenizi tavsiye ederim. Cihan Baysal Uzunçarşılı moderatörlüğünde gerçekleşen ilk oturumda ekonomist Mustafa Sönmez ve TMMOB İstanbul Büyükkent Şubesi ÇED Komisyonu Sekreteri Mücella Yapıcı genel hatlarıyla anayasa değişikliğinin ekonomi ve çevre ve kent hakkı çerçevesinde ne tür değişikliklere yol açacağını tartışıyorlar; ikinci oturumda ise doğrudan mahalleleri ve mahalle sakinlerini neler beklediğini iki hukukçu, Hürriyet Azak ve Arman Yılmaz masaya yatırıyor.

 

 

 

 

Kaynak

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

YHer Gün Yeniden Kurduğumuz Bir Şehrin, Bir Dünyanın Yerlisi Olmak
Her Gün Yeniden Kurduğumuz Bir Şehrin, Bir Dünyanın Yerlisi Olmak

Bu 25 Kasım’da hatıramıza, buluşmalarımızın ve hür bir geleceğin hayaline sarılıyorum.

TARİH

YJames Baldwin’le Tanıştığım O Gün
James Baldwin’le Tanıştığım O Gün

Beni geri çektiği o yer ve zaman, makulen umabileceğim tek şeyin aldığım her davette ancak hizmet etmek için orada olabileceğimi söylüyordu.

MEYDAN

YEvet, Polisi Lağvedelim
Evet, Polisi Lağvedelim

Çünkü reformlar işe yaramayacak.

MEYDAN

YBiraz Sakinleşebilir Miyiz?
Biraz Sakinleşebilir Miyiz?

İnsanlar genelde beni felaket tellalı gibi görüyor, bana kızıyorlar. Felaket tellalı değilim ben. Eğer bakmazsan, değiştiremezsin. Gözünün içine bakacaksın.

Bir de bunlar var

Biz o kadını tanıyoruz, tıpkı o bıçağı tanıdığımız gibi
Travma Feminizminin Tehlikeleri
Sermaye, Genel Ahlak, Hortum Süleymanlar, Kolluk Kuvvetleri ve Trans Kadınların Barınma/Yaşama Hakkı

Pin It on Pinterest