Temmuz ayında Eric Garner isimli siyah ve silahsız bir vatandaşı boğarak öldüren, ve cinayeti başından sonuna kayda alınan polis memuru dün tahkikat jürisi tarafından aklandı ve hakkında iddianame hazırlanmamasına karar verildi.
Ferguson olaylarına yol açan Michael Brown cinayeti, Brown’u öldüren polis memurunun jüri tarafından aklanması, geçen ay 12 yaşındaki Tamir Rice’ın Cleveland’da polis tarafından birkaç saniye içinde öldürülmesi ve Eric Garner’ın katilinin de serbest kalmasının ardından ABD’de eylemler büyüyor. Belki de her zamankinden yüksek sesle, Amerika’daki polis şiddetinin yalnızca siyahları ve diğer azınlıkları orantısız şekilde hedef aldığı tespiti değil, bizzat bunu yapmak üzere kurulu olduğu bağırılıyor. Teker teker polis memurlarının eğitimi, hassasiyet kazandırılmaları, polis teşkilatının daha çeşitlilik arzeden hale getirilmesi ya da başkan Obama’nın geçenlerde duyurduğu gibi güvenlik önlemi olarak polis memurlarının üniformalarına takılı video kamera giymeleri gibi uygulamaların işe yaramamaya mahkum olduğu, çünkü polis teşkilatının, devletin gücünü icra eden birimlerin, yani aslında devletin kendisinin, esas itibariyle, yani değiştirilemez özünde ezici olduğu konuşuluyor. Albert Burneko’nun Deadspin’de yayınlanan, ve herhangi bir devletin bir kısım vatandaşının nefes borusunun üzerine oturarak kendini sürdürdüğü fikrinin asla ABD’ye özgü olmadığı düşüncesiyle de okuduğumuz yazının çevirisini bu çerçevede sunuyoruz:
***
Amerikan Adalet Sistemi Bozuk Değil
Temmuz ayında New York’lu polis memuru Daniel Pantaleo, silahsız siyah adam Eric Garner’ı boğazını sıkarak öldürdü. Bir görgü tanığı olayı videoya kaydederken, gündüz gözüyle. Çünkü Amerikan polisinin işi bu. Dün Staten Island’da jüri Pantaleo’ya dava açılmasını dahi reddetti. New York Polis Departmanı tam da Pantaleo’nun uyguladığı türden bir boğaz sıkma hareketini yasaklamış bulunmasına, adli tıp raporu olayın cinayet olduğuna hükmetmesine ve video kaydına rağmen. Çünkü Amerikan jürilerinin işi bu.
Ağustos ayında Ferguson Missouri’de polis memuru Darren Wilson, silahsız siyah genç Michael Brown’ı güpegündüz vurarak öldürdü. Çünkü Amerikan polisinin işi bu. 10 gün önce, birden çok görgü tanığının ifadesi ve Wilson’ın kendi yüzü dahi polis memurunun olayı aktarışı ile çelişiyor olmasına rağmen juri Wilson’a dava açılmasını reddetti. Çünkü Amerikan jürilerinin işi bu.
Kasım 2006’da, New York’lu beş polis memuru, silahsız siyah adam Sean Bell’i düğün gününün ilk saatlerinde vurarak öldürdü. Çünkü Amerikan polisinin işi bu. Nisan 2008’de, polis memurlarının hikayesi birden çok görgü tanığının ifadesi ile çelişiyor olmasına rağmen Yargıç Arthur J. Cooperman tüm sanıkların beraatine hükmetti, taksirle tehlikeye sokma suçu dahil. Çünkü Amerikan yargıçlarının işi bu.
1999’un Şubat ayında, dört sivil polis New York’ta silahsız siyah adam Amadou Diallo’yu evinin önünde vurarak öldürdü. Çünkü Amerikan polisinin işi bu. Bir sene sonra Albany’de bir jüri tüm sanıkların beraatine hükmetti, taksirle tehlikeye sokma suçu dahil. Çünkü Amerikan jürilerinin işi bu.
1951’in Kasım ayında, Lake County Florida şerifi Willis McCall, şerifin nezareti altında bulunan silahsız ve elleri kelepçeli siyah bir adamı, Sam Shepherd’ı vurarak öldürdü. Çünkü Amerikan polisinin işi bu. Tanık ifadesi ve deliller şerifin ifadeleri ile çelişse de otopsi raporu McCall’un görevine uygun davrandığına hükmetti ve Yargıç Thomas Futch bir jüri toplamaya dahi gerek duymadı.
Amerikan hukuk sistemi bozuk değil. Amerikan hukuk sisteminin işleyişi bu. Amerika’nın işleyişi bu.
The Atlantic’ten Ta-Nehisi Coates, Amerikalıların toplumumuzun suçlarını olağan dışı durumlarmış gibi, bir takım derin ve hakiki erdemlere ters düşme ya da faziletli bir yoldan hesapsız bir şekilde sapmaymış gibi görme tercihini eleştiren bir yazı yazdı. Bu, insanların işine gelen bir mitoloji. Eğer beyaz Amerika’nın siyahların hayatlarını çalan ve sonra da kendilerini temize çıkaran kurumları, bir çeşit otantik Amerika tasavvurunun başarısızlığı gibi anlaşılıyorsa o zaman sizin ve benim ve bizim hayatlarımız ve hayat tarzlarımız bu başarısızlıkların dışında demektir. Biz bu tarafta durabilir, öte taraftaki başarısızlıklara bakıp kafamızı sallayabiliriz, sonra herkes işine döner ve her şey yoluna girer. Aynı şekilde, eğer siyahların hayatını ellerinden alan polis memurları sırf bireysel olarak polisliği kötü icra eden kötü polislerse, ve tam da Amerika’nın yapmaları için onları işe alıp eğittiği şeyi yapmakta olan iyi polisler değillerse, o halde beyaz Amerikalılar siyah insanlar onları korkuttuğunda muhtemel sonuçların ahlaki sorumluluğundan azade bir şekilde polisi aramaya devam edebilir.
Michael Brown, Eric Garner, Sean Bell, Amadou Diallo, Sam Shepherd, ve sayısı ölçülemeyen binlerce diğer insanın Amerikan emniyet kuvvetlerinin eliyle öldürülmeleri olağandan sapma, ihanet ya da yoldan çıkma değil. Katillerinin suçsuz bulunması hata değil. Bu cinayetlerin kirlettiği, lekelediği ya da gölgelediği erdemli bir öz Amerika yok. Amerika bu. Bozuk değil. Amerika’nın işi bu.
Amerika siyah ve kahverengi insanlara devamlı şekilde zulmediyor. Bu insanlara zulmetmek Amerika’nın işi. Başka işleri de var, evet, ama siyah ve kahverengi insanlara zulmetmek en fazla, en büyük şevkle ve en uzun süredir yaptığı şey. Bu ülkenin siyah ve kahverengi vatandaşlarına karşı kullandığı çeşitli sistem ve yapıları -şehirlerinin fiziki tasarımı, elit kurumlara yerleştirmek üzere kullandığı metodlar, vatandaşlara düşman askeri muamelesi yapmak üzere polisi eğitme şekli- savunmak adına geliştirebileceğiniz en iyi argüman ancak siyah ve kahverengi insanlara dünyanın geri kalanında yapılanlara göre daha kısıtlı oldukları. Amerika, gücünün icracılarını dövmeleri, öldürmeleri ve terörize etmeleri için işe alıyor, adli teşkilatını bunların onaylanması için devreye sokuyor ve bunu hiç kimsenin sayamayacağı kadar çok yapıyor. Bu, tasarımdaki bir yanlışlık değil. Tasarımın kendisi bu.
Amerika’daki emniyet güçlerinde bir bozukluk yok. Hukuk sitemi bozuk değil. Amerikan toplumu bozuk değil. Hepsi mükemmelen işlemekte olan bu kurumlar, bu ülkenin en zengin köle katili hırsız baronlarının, barbarlıklarının mekanizmasıyla bir devlet tahsis etmek üzere bir araya gelmelerinin öncesinde ne yapıyorlarsa hala onu yapıyorlar. Demokrasi işliyor. Meşruiyetlerini kamudan alan siyasetçiler halkın iradesini alıyor ve bu iradeyi hayata geçirecek politikaları tasarlayıp yasalaştırmak için kullanıyorlar; bunların arasında devletin vatandaşına uygulayabileceği makul şiddet seviyelerinin yönetimi de var. Toplumsal iradenin bir tarafında, siyah ve kahverengi insanlara uygulanan sayısız diğer onur kırıcı muamele, hırsızlık ve zulğm var. Diğer tarafta ise sıradan beyaz Amerikalılar da kendi kendilerine içinde elmalı turta, İsa ve komşusuna iyi davranan insanların olduğu ve geneli temsil etmeyen çürük elmaların münferit adilikler yaptığı ucuz hikayeler anlatarak onun adına çalışıyorlar. Toplumsal irade, sahiplerinin çıkarını güderek ne yapılması gerekiyorsa yapan verimli bir makineyi talep ediyor ve mümkün kılıyor. Siyah ve kahverengi bedenleri beyaz güce dönüştüren bir makine.
Amerika’nın işi bu. Sistem bozuk değil. Sorun da işte tam olarak bu.