ABD'nin kötüsü de iyisi de bu hafta sahnedeydi.

MEYDAN

Amerika Nasıl Bir Yer? Amerika Böyle Bir Yer

ABD’de yaşayan -bizler gibi- göçmenlerin yaşamı bir hafta içinde tedirgin edici biçimde değişti. Trump’ın koltuğa geçer geçmez 7 Müslüman-çoğunluklu ülkenin vatandaşlarına yönelik verdiği karar, ilgili ülkelerden ABD’ye yapılacak seyahatleri engellediği gibi, halihazırda ellerinde yasal vizeleri olanların ve hatta ülkede oy verme hakkı hariç her türlü yaşam hakkına sahip Yeşil Kartlıların da, çifte vatandaşların da ülkeye girişlerini yasaklandı. Yasağın yürürlüğe girdiği Cumartesi gününden beri havaalanlarında tutulan göçmenlerin ülkeye girişlerine izin verilmesi ve kararnamenin iptali için ABD’nin pek çok kentinde büyük gösteriler düzenleniyor. Bu kararla Trump kendi seçmenlerine zamanında verdiği sözleri tutacağının işaretini verirken, Trump karşıtları da direniş sözünde ne kadar ciddi olduklarını göstermiş oldular.

 

Bu gösterilerin ülkenin New York, Şikago, San Francisco gibi büyük kentlerinde düzenleniyor olması şaşırtıcı değil bir anlamda. Buralar göçmenlerin sayıca çok olduğu, liberal/demokrat ağırlıklı bölgeler. Fakat ABD’nin daha muhafazakâr, Teksas, Georgia, Indiana, Idaho, Alabama, Ohio, Nevada gibi, seçimlerde Cumhuriyetçi Parti’nin galip geldiği kesimlerinde de düzenlenen gösteriler direnişin kararlılığına dair bir fikir veriyor belki. New York, San Francisco, Atlanta ve Indiana’dan görüntüleri katılımcıların sözleriyle derledik. Gösterilerin sonuç verdiğini ve sınır kapılarında alıkonanların çoğunun bırakıldığını da ekleyelim, fakat yasak devam ediyor. Trump ve adli makamlar arasındaki gerilim de tırmanıyor.

 

San Francisco Havaalanı, Kumru Balkanlı:

 

Bize  “havaalanına gitmeyin” dediler aslında, vatandaşlığımız olmadığı için. Göçmenlik hukuku konusunda uzman olan arkadaşlar “olay çıkar da tutuklanırsanız, ne olacağını bilemeyiz” dediler. Bazı arkadaşlarımız kollarına avukatlarının numaralarını yazarak gelmişlerdi San Francisco havaalanının dış hatlar terminaline. Arada kaynarız diye umduk hep beraber açıkçası.

 

Ne yalan söyleyeyim 100, 200 kişi bekliyordum. Büyük ve galiba başka bir yerde örneğini görmediğim kadar coşkulu bir kalabalığın ortasında buldum kendimi. Kavramam zaman aldı. San Francisco ve çevresi bu tür gösterilerde kolay örgütlenen, iyi organize olan insanların yeri, belki onun etkisi vardı. Silikon Vadisi’nin büyük şirketlerinin yöneticileri de protestolara katıldı haftasonu, Google’ın kurucularından Sergei Brin herhalde en fazla dikkat çeken isim olmuştur, Brin’in kendisi de zamanında ülkeye göçmen olarak gelmiş.

 

Havaalanının uluslararası gidiş bölümü kapatıldı dün. Göstericiler benim görebildiğim en az dört ayrı yerde toplanmışlar, benzer sloganları atıyorlardı. “Bırakın girsinler,” Meksika-ABD sınırına yapılacağı iddia edilen duvarı kastederek “Yasağa Hayır, Duvara Hayır,” ve benim için en etkileyicisi, “Filistin’den Meksika’ya tüm duvarlar kalkmalı!” Bu sonuncusu, ezgisiyle de çok çabuk kavradı herkesi. İyi bir slogan çok güçlü bir araç kesinlikle.

 

Nasıl anlatmalı tam bilmiyorum açıkçası, müthiş bir kucaklayıcılık var havaalanında, “Müslüman Komşumu Seviyorum” pankartı tutan Yahudiler, Hıristiyanlar, İncil’e göndermeli afişler, “İsa da bir Mülteciydi,” “ABD’yi Büyük Yapan Göçmenlerdir” yazıları… Arada dua etmek için bölgeler oluşturuldu, topluca namaz kılındı orada. Her yaştan çocuklar omuzlarda, kimi hayran, şaşkın, sıkılmış etrafa bakınıyorlar. Hani bütün bunlara bakıp, kapılıp gidiyor insan. Dünyanın bir anlığına çok güzel bir yer olduğu düşüncesi beliriyor zihinde (sonra geçiyor). Fransız edebiyatçı Boris Vian’ın lafıydı galiba “beraber eğlenemeyen insanlar, beraber bir gelecek kuramazlar” diyordu o. Burada bir dava uğruna yanyana gelip, eğlenmenin ve sonunda istediğini almanın (şimdilik) ne olduğunu gördük. Bütün bunlar neyi değiştirir bilmiyorum ama Trump’ı seçen ABD’nin diğer yarısının da karşı mücadelede çok ciddi oldukları ortada. Bakalım daha neler olacak.

 

 

 

Atlanta, Hartsfield-Jackson Havaalanı, Sara Patenaude:

 

Geçtiğimiz Pazar evimde, yakında yapılan Kadın Yürüyüşleri hareketinin devamı olan kartpostal yazma partisi düzenledim. (Senato üyelerine yollanan kartlarda Trump karşıtı mücadeleye dair görüşler paylaşılıyor). Trump’ın müslümanlara yönelik ülkeye giriş yasağı ve buna karşı ABD’nin en yoğun havaalanı olan Hartsfield-Jackson’da gösteri olduğu haberi gelince evim bir anda bir protesto merkezine döndü. Senato üyelerine yazdığımız kartların yanına büyük boy pankartlar geldi, fosforlu, renkli kalemler ortaya çıktı ve mutfakta yere oturup göçmenlere, mültecilere destek mesajlarımızı yazmaya başladık.

 

Havalanındaki toplanma umduğumdan daha büyüktü. Yüzlerce insan havaalanının güney terminaline giden yolda çift taraflı sıralanmışlardı. Polis trafiği tek taraflı kesmiş protestoculara alan açmıştı. Pek çok insanın elindeki afişlerde mesajlar, “Yasağa Hayır, Duvara Hayır”dan “Ailemi Bırakın”a ve “Müslüman Komşularımızı Seviyoruz”a uzanıyordu. Bazı afişlerde New York’taki “Özgürlük Heykeli”nin kaidesinde yazan şiirden o meşhur alıntı vardı: Bana yorgun düşenleri, yoksulları getirin, rahat nefes almaya muhtaç birbirlerine sokulmuş kitleleri!

 

atlanta

 

 

atlanta 3

“Atlanta mültecileri seviyor.” Fotoğraf: Brian Kammer.

 

Diğerleri ABD’nin Yahudi Soykırımı sırasında yaptığı hataları hatırlatıyordu. Özellikle, 1939’da ABD’ye girişi engelenen ve mültecilerle dolu MS St Louis isimli gemiyi. Göstericilerin, “Yasağa Hayır, Duvara Hayır,” “Bırakın Girsinler,” “Beyazların Üstünlüğüne Dur De” gibi sloganları havaalanının duvarlarında yansıyordu. Göstericiler çok coşkulu ve naziktiler. Belki de Trump’ın kararıyla alıkonan 11 yolcunun Cumartesi akşam saatlerinde ülkeye girişlerine izin verildiği haberi geldiğinden. Atlanta’nın belediye başkanının verdiği rakama göre gösterilere 7000 kişi katılmış. Aileler, çocuklarıyla ordaydılar, sırtıma bağladığım 18 aylık oğlum da dahil. Çok cesaret vericiydi orda olmak, DC’de düzenlenen kadın yürüyüşünde olmak gibi. Pek çok yüzü görmek, genç, yaşlı, siyah, kahverengi… Bir araya gelmek, ayağa kalkmak ve hep beraber Bunu kabul etmeyeceğiz, Amerika bu Değil, Diren demek.

 

Bloomington, Indiana, Ufuk Erol

 

Pazar günü Indiana eyaletinin Bloomington şehrinde de büyük bir eylem vardı. Bloomington küçük bir ögrenci şehri olmasına rağmen, her yaştan yüzlerce kişi şehrin ana meydanında toplanarak yasağı protesto ettiler. Ardından, Occupy City Hall (Belediyeyi İşgal Et) sloganları eşliğinde belediye binasına yürüyen göstericiler binada oturma eylemi yaptı. Protesto eylemi fiziken burada sonlansa da, Trump yönetimine karşı duygusal ve düşünsel bir birlikteliğin de başlangıcıydı bu. Tekerlekli sandalyeyle katılan yaşlı insanlar, oldukça soğuk havaya, kara rağmen çocuklarıyla gelen insanları görmek beni çok etkiledi. Kullanılan sloganlar, Senin Savaşın Benim Savaşım, Nefrete Hayır, Korkuya hayır, Mültecilere Kapımız Açık oldu.

 

indianapolis

Fotoğraflar: Nevin Durmaz

 

indianapolis1

 

Indianapolis Havaalanı uluslararası uçuş sayısının çok az olduğu bir yer olduğu için burada alıkonan kimse yok. Indiana genel olarak muhafazakar eyaletlerden biri – Başkan yardımcısı Mike Pence adaylığını açıkladığında Indiana valisiydi. Indiana eyalet genelinde Kasım 2016’da Trump oyların %56,9’unu, Clinton ise %37,8’ini almıştı.

 

New York John F. Kennedy Havaalanı, ABD’li gazeteci Katie Schlechter:

 

JFK Protests Against Muslim Ban from Kathryn Schlechter on Vimeo.

 

Öğleden sonra dört buçuk gibi havaalanına vardığımda gördüğüm ilk eylemciler bir aileydi. Bebekleriyle gelmiş bir adam ve kadın vardı, bebeğin üzerinde “benim babam bir mülteci” yazan bir kâğıt. Ben geldiğimde yaklaşık 1000 kişi toplanmıştı, bazıları sabah 11’den beri oradaydı. Müslümanlarla dayanışmaya gelmiş birçok Yahudi vardı, Holokost sırasında Yahudi göçmenlerin ülkeye girişini engelleyen yasayla bugünkünü kıyaslayan pankartlar tutuyorlardı. Hava sıcaklığının eksilerde, JFK Havaalanının da ulaşması zor ve pahalı bir yer olduğunu düşününce, ne kadar çok insanın o yolu gelip saatlerce soğukta beklediğine çok şaşırdım. Saat yediye doğru ben ayrılırken eylemcilerin sayısı ikiye katlanmıştı.

 

New York Battery Park, Nigar:

 

1

 

“Önce Müslümanları almaya geldiler, ‘yok ya’ dedik.”

 

San Franciscolu arkadaş gibi Cumartesi bana da havaalanına gitmemem tavsiye edildi. Türkiye’nin bu MüslümanYasağı’na dahil edilmesi düşük bir ihtimal gibi dursa da, örneğin pasaportunda bu 7 ülkenin damgaları olan kişilere karşı ‘görevlilerin’ insiyatif kullanabileceğine dair açıklamalar var (tarih böyle zamanlarda görevlilerin insiyatif kullanmaya ne kadar hevesli olduğunun örnekleriyle dolup taşıyor).

 

 

Pazar günü Manhattan’ın en güneyinde Özgürlük Anıtı manzaralı Battery Park’a vardığımda park ağzına kadar doluydu – 10 binin üzerinde insan yürümüş. Sloganlar ve pankartlar yukarıdakilerle aynıydı, hissiyat da öyle. Barış, dostluk, kardeşlik, kucak açma mesajları, ırkçılığa ve ırkçılara öfke. New York yürüyüşüne katılım da şehrin kendisi gibi çeşitlilik arz etse de, beyazlar ve gençler çoğunluktaydı. ABD’de azınlıkların “iyi niyetli liberal beyazlarla” bir dizi derdi var (nerede yok ki), ama geride bıraktığımız hafta gösterilen direnişin hızı, kapsamı ve sürekliliği umut verici. ABD’nin psikolojisini derinden etkilemiş 11 Eylül saldırılarının yaşandığı noktada “Müslümanları Seviyorum” pankartlarıyla binlerce insanın yürümesi muazzam bir şey.

 

 

Amerika nasıl bir yer? Amerika böyle bir yer.

 


 

Yazının başındaki fotoğraf San Francisco Havaalanından “pırıldayan bir surat” Fotoğraf: Arkadaş Özakın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

YGazze için 8 Mart’ta Küresel Grev Çağrısı: Gazzesiz Bir Feminist Mücadele Yok!
Gazze için 8 Mart’ta Küresel Grev Çağrısı: Gazzesiz Bir Feminist Mücadele Yok!

'8 Mart'ta bize katılın ve ataerkil ve sömürgeci sistemlerin tahtlarını sarsacak küresel bir grev için bizimle birlikte örgütlenin!'

MEYDAN

YTrans Onur Haftası (Pride) Komitesi: “Dönmeyiz, Buradayız, Bir Aradayız”
Trans Onur Haftası (Pride) Komitesi: “Dönmeyiz, Buradayız, Bir Aradayız”

Yıllardır süregelen düzene bir darbe niteliğindeki söylemlerimizle, “Dönmeyiz, Buradayız” diyerek 18 Haziran Translarla Eşitlik Günü’nde sokaklara çıkıyoruz.

MEYDAN

YYazarak Kuirleştirmek Atölyesi
Yazarak Kuirleştirmek Atölyesi

Avrupa Birliği tarafından finanse edilen CultureCIVIC Kültür Sanat Destek Programı’nın desteğiyle hayata geçen Yazarak Kuirleştirmek adlı atölye ve konuşma programı Mayıs-Eylül ayları arasında çevrimiçi olarak devam edecek. 31 Mayıs’ta başlayan program kültür ve sanat nesnelerini, otoriter kurum ve bireylerce onlara dayatılan ayrımcı anlatılardan özgürleştirmeyi hedefliyor.

MEYDAN

YBir Garip 8 Mart
Bir Garip 8 Mart

Dün okunan basın açıklamasında da dendiği gibi evet yastayız, evet öfkeliyiz ama bu enkazı birlikte kaldıracağımıza inanan milyonlarca insanız da.

Bir de bunlar var

Dokunulmazlar
Seks İşçiliğini Victor Hugo’dan Öğrenmek
Travma Feminizminin Tehlikeleri

Pin It on Pinterest