Yas tutma süreçlerinde akla en çok gelen sorulardan biri sanırım: Tam olarak neye ağlıyoruz? Artık hayatta olmayanın gidişine mi, onsuz hayata devam etmek zorunda kalan oluşumuza mı? Nihan (Katipoğlu) özelinde bu sorunun cevabı her zaman ikisi de oldu.
Arkadaşlıklar çoğu zaman politiktir. Bir eylem için bir araya gelen kalabalığın içinden çıkan arkadaşlıklar kadar, ülkenin ve şartların derdine düşerken kendiliğinden yeşeren arkadaşlıklar da. Nihan’la arkadaşlığımızın başlangıcı 10 yılın üzerinde olsa da; bazı dönemler sık görüşürken, bazı dönemlerde sadece tanışık iki insan gibi arada karşılaşmalarla sürmüş, Susma Bitsin’in kurulmasıyla son 3 yılda yol arkadaşlığına dönüşmüştü. Ve de arkadaşlığın politik oluşunu en çok deneyimlediğim insanlardan biri olmuştu. Bir insanla birlikte mücadele ettiğinizde ve de o mücadeleyi hayatınızın merkezine koyduğunuz bir dönem geçirdiğinizde, attığı her adım daha da hayranlık uyandıran anlara dönüşebiliyor. Ölümü her an hatırlatan bir hastalıkla birlikte yaşarken hep daha cesur oluşuna, sorgulamaktan yolumuzu bulamadığımız anlarda açığa çıkarttığı umursamazlığa, bir an olsun dindirmediği kahkahasına ya da hiçbir şeye enerjisi yokken Susma Bitsin toplantılarına moderasyon yapacağı için sürdüğü kırmızı rujuna hep hayranlıkla bakardım. En çok da, erkek şiddetine maruz kalan kadınların yaptığı ifşalardan söz ederken, sessiz kalmayı seçen ya da kalmak zorunda kalan kadınların cesaretini ısrarla anımsattığında.
9 Ağustos sabahı hastaneye koşarken hissettiğim öfkenin, olmayan hukuka yenilmenin öfkesini paylaşarak uyuyamadığımız o gecelerin sabahıyla bir akrabalığı vardı. Nihan’ı 13 Ağustos’ta kaybettik ve yol arkadaşlığımıza bir yol ayrımı girdi. Onsuz da olsa yeni bir yola girişin gerçekliğini kabullenmek zaman aldı, almaya devam ediyor. Ardından hatırlanacak eserler bırakanların aksine, kadınların mirası onların olmadığı hayatlarda mücadelelerin içinde varlığını sürdürüyor. Nihan da kahkahasıyla, zekasıyla ve hatıralarayla; mücadelemizde bizimle yeni yollarda yürümeye devam edecek.
Fotoğraflar: Gizem Bayıksel