Gerçek "kafa karışıklığı", bir bireyin kendi içindeki bilinmeyen derinliklere cesurca dalmasında değil, başkaları üzerinde herhangi bir yargı yetkisine sahip olduğu yanılsamasını sürdürmesinde yatar.

MEYDAN

Sevgili JK Rowling, Ben Cinsiyet Normlarına Uyum Göstermeyen Otistik Bir Kişiyim ve Kafam Karışık Değil

Lindsay Seldera’nın Ekim 2020’de Salty’de yayımlanmış Dear JK Rowling I Am a Gender Nonconforming Autistic Person and I Am Not Confused başlıklı yazısının çevirisidir.

 

 

Harry Potter filmlerini tekrar izleyemiyorum çünkü beni çok duygusallaştırıyor. Slytherin ve Gryffindor, Elf ve Muggle olsun tüm karakterler için çok fazla empati besliyorum. JK Rowling’in yazdıkları beni yarattığı evrene o kadar bağladı ki, “Kötü Adamlar” da dahil olmak üzere herhangi bir karakterin acı çektiğini görmek, beni neredeyse fiziksel olarak incitiyor.

 

Bu tarifi tırnak içine aldım çünkü karakterleri ve insanları bu şekilde kategorize etmek aşırı bir basitleştirme olur. İnsanlar, “İyi” ve “Kötü” olmak üzere iki yönlü bir spektrumda var olmazlar. Rowling’in yedi bölümlük seri boyunca geri dönülmez bir şekilde anlamamızı sağladığı gibi, insan deneyimi muhtemelen bu ikiliğe sığdırılamaz. Kaba olan bazen Potterlardır. Sirius Black ise herkesin düşündüğü kadar kötü değildir.

 

Rowling gerçek dünyaya ve Harry Potter kitaplarına ait deneyimlerimizi elimizden almaya çalışıyor

 

Rowling, karakterlerini ve hikâyelerini genç okuyuculara hiçbir şeyin daima siyah ya da beyaz ve hatta gri tonlarında olmadığını görmeleri için meydan okuyacak büyük bir açıklıkla yarattı. Dünya, herkes için bolca hareket alanı olan renkli bir yer.

 

Neslimin en sevdiği yazar, şimdi, bize verdiği büyülü evren üzerinde umutsuzca kontrolü yeniden kazanmaya çalışıyor. Hesabındaki twitleri ve son öyküsünü okumak gerçeküstü. Bu deneme için hepsine yeniden göz attım ve ellerim başımda öylece kalakaldım. Twitter akışında şu sıralar son yayımlanan öyküsüne ait, genç hayranları tarafından gönderilen yüzlerce çizim var fakat bunlar arasında dolaşırsanız aralara sıkıştırılmış nefret mesajlarını da göreceksiniz. ABD’de, radikal sağda yer alan nefret gruplarının zehirli, kendini mağdur gösterme tıynetindeki tavırlarıyla çocuklara verilen sevecen mesajların yan yana yer almasını sindirmek zor.

 

Rowling, bize daha basit, daha konforlu, siyah, beyaz ve gri —uyum sağlayamayacağım— bir dünyayı satmak için işlevsel bir hareketle gerçek dünyaya ve Harry Potter kitaplarına ait deneyimlerimizi elimizden almaya çalışıyor. Daha büyük, daha parlak bir dünyanın parçası olarak sahiplendiğim gücü terk etmeyeceğim.

 

Dünya, herkes için bolca hareket alanı olan renkli bir yer

 

Otistik topluluk (Otistik insanlar topluluğu anlamına gelir, “Otistik Anne” yapboz- parçası, bir-çare-bul’cular ya da korku-tacirliği yapan nefret grupları değil), Otizm spektrumunu daha büyük, küre benzeri, üç boyutlu bir ölçüm aracı olarak kavramsallaştırır. Spektrumda olduğumu söylediğimde bir dizi etkene bağlı olarak dalgalanan, geniş bir çeşitliliğe sahip otistik özellikler ve mücadeleler yelpazesinde var olduğumu kastediyorum. Benim ve birçok Otistik yoldaşım (ve görünen o ki, Rowling’in  cinsiyet onaylayıcı ameliyata yönlendirilmesinden oldukça endişe duyduğu birçok Otistik GNC (toplumsal cinsiyete uymayan) kişi) için bu devasa yelpaze, insan hayatının anlaşılabileceği tek mantıksal çerçeve.

 

“Daha fazla Otistik” veya “daha az Otistik” diye bir şey yok. Tıpkı Severus Snape ve James Potter’ın kategorik olarak “iyi” veya “kötü” olmamaları gibi. Dayatılmış “erkek” veya “dişi” yok, sadece Rowling gibi insanların insanlığın ölçüsüymüş gibi davrandığı, bozuk bir araçtan başka bir şey olmayan yapay bir ikili var. Çoğu insanın o çizgideki iki noktadan birine, hatta herhangi bir çizgiye uyacağı fikri mantıksal olarak hiçbir anlam ifade etmiyor.

 

Nebraska’da büyüdüm. Doğrusu, “cinsiyetimi”, cinselliğimi ya da Otistik bir insan olarak yerimi sorgulamak hiç aklıma gelmedi. Ben sadece benim ve kendimi tarif edecek dile sahip olmadan önce bile bu gerçekleri biliyordum. Büyücülük dünyası, gerçek dünyada bu hakkıma sahip çıkmamı sağlayan mercekti. Dünya, insanlarla, elflerle, devlerle, insan başlı atlar ve kuş başlı at gövdeli yaratıklarla dolu karmaşık ve güzel bir yer. Bunu bana öğreten kişiyi şimdi bana nefret kusmaya sevk eden mantığı anlayamıyorum.

 

Kafam karışmadı. “Cinsiyetim” konusunda kafam karışık değil, cinsel tercihlerim konusunda kafam karışık değil ve sahte, monolitik bir tür queer topluluğu tarafından olduğum kişi olmaya yönlendirilmedim. Yine de Rowling durmadan, Otistiklerin Otistik-olmayanlara göre daha yüksek oranda oplumsal cinsiyet normlarına uymadığını belirten, bizi trans olmanın gerçek bir şey olmadığının kanıtı olarak kullanmaya çalışan rakamlardan alıntı yapıyor.

 

Otistik beynime göre, kendilerini var olan cinsiyet ikiliğinin ötesinde tanımlayan Otistikler hakkındaki herhangi bir raporun, yalnızca bu ikiliğin değersizliğini kanıtladığı oldukça açık. Tüm Otistikler farklı insanlar, ancak genel olarak saçmalığa kapılma olasılığımız çok daha düşük. Açık sözlüyüz, hızlıyız, genellikle mantıklı olmayan şeyler yapmayız. Toplumun yapay kuralları için zamanımız yok. Daha fazla Otistik kendini cinsiyet normlarına uyum göstermeyen olarak tanımlıyorsa,  etraflarındaki toplum tarafından manipüle edilenlerin Otistikler olduğunu düşünmüyorum.

 

Bir queer topluluğu, Otistik topluluk, Harry Potter topluluğu olarak  kutsal hakkımızı, kendimizi  tanımlama hakkını, savunmaya devam etmemiz şart…

 

JK Rowling’in itelemeyi seçtiği zararlı argümanın aksine, kafam karışık değil ve cinsiyetimle cinselliğim açısından hiç karışıklık yaşamadım. Etrafımdaki pekçok insanın insanları sahte kategorilere ayırma zorunluluğu hissetmesini asla anlayamayacağım; iyi veya kötü, yüksek  veya düşük verimli, erkek veya kız.

 

İnsanlığın geniş  yelpazesinde nereye düştüğümü ancak ben bilebilirim, bunu keşfetme fırsatına ve yükümlülüğüne sadece ben sahibim. Gerçek “kafa karışıklığı”, bir bireyin kendi içindeki bilinmeyen derinliklere cesurca dalmasında değil, başkaları üzerinde herhangi bir yargı yetkisine sahip olduğu yanılsamasını sürdürmesinde yatar.

 

JK Rowling bizi Büyücülük Dünyası’ndan çıkmaya zorluyor ama ben ayrılmayı reddediyorum. Mesele şundan ibaret; bu dünya nefret dolu bir yazara ait olduğundan onun yeni işine veya lisanslı oyuncaklarına ve oyunlarına kesinlikle para harcamayacağım, ancak Yasak Orman’ı keşfetmeye devam etme hakkım var. Senin de öyle. Harry Potter Evreni’nin gücü, yaratıcısı ile sınırlı olmamasında. Onu aldık ve herkes için çok daha büyülü bir hâle getirdik, birlikte.

 

*Lindsay Seldera, Omaha, Nebraska’da yaşayan Otistik bir yazar ve dövüşçüdür. Nebraska-Omaha Üniversitesi’nde Yaratıcı Kurgudışı ve Tarih bölümlerinde okudu. Lindsay’in çalışmalarına patreon.com/LindsaySeldera üzerinden ve Ortabatı’daki çeşitli dövüş salonlarından ulaşabilirsiniz.

 

 

Ana görsel için ise şuraya göz atabilirsiniz.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

MEYDAN

Y8. Senato Yasa Tasarısı Kürtajın Bir Engellilik Sorunu Olduğunu Hatırlatıyor
8. Senato Yasa Tasarısı Kürtajın Bir Engellilik Sorunu Olduğunu Hatırlatıyor

Engelliler bazen kürtaj olmayı seçerler ve kürtaj yaptırmaya çalışırken genellikle daha fazla engelle karşılaşırlar.

MEYDAN

YGüney Koreli Erkekler Feministlere Karşı Şiddetli Bir Savaş Yürütüyor
Güney Koreli Erkekler Feministlere Karşı Şiddetli Bir Savaş Yürütüyor

Güney Kore’de feminist olmak, genellikle anti-feminist grupların sürekli çevrimiçi ve çevrimdışı tacizine maruz kalmak demek.

ECİNNİLİK

YSorulmasın Vatanımız, İlimiz…
Sorulmasın Vatanımız, İlimiz…

Yazları dükkan önünde çekirdek, yatır muhabbetleri, kışları, soba üstünde çayın fokurtusu, mandalinanın kokusu... Ne kadar “övsen” de yoksulluk işte!

Bir de bunlar var

Amber Heard-Johnny Depp Davası Bir Kadın Düşmanlığı Orjisiydi
Yeni Türkiye’de Kürtaj: Bekar Bir Kadının Deneyimi
Düşünme Etiği Üzerine

Pin It on Pinterest