Hazır bugün Bülent Arınç ve vajina tatsızlığı konusuna eğilmişken, vajina kelimesinin (=organının) yarattığı rahatsızlıkla ilgili Give a Fig blogundan bir örnek:
“Klitorisin hafızalardan silinişi Anne Frank’in Hatıra Defteri’ne bile uğruyor. Günlüklerin 1995’te, ölümünün 50. yıldönümünde yayınlanan kısaltılmamış halinde anne-babası ve evdeki diğerleriyle ilgili yazdığı ve önceki baskılarda yer almayan bazı olumsuz yorumlar olduğu gibi, Anne’in on beş yaşındaki gözünden kendi vulva, klitoris ve vajinasını tasvir ettiği 24 Mart 1944 tarihli uzun bir bölüm var:
‘On bir veya on iki yaşıma gelene kadar, içeride ikinci bir dudak grubu olduğunun farkında değildim, çünkü göremiyordunuz. Daha komiği çiş klitoristen gelir sanıyordum… Ayağa kalktığınızda önden sadece tüy görebiliyorsunuz. Bacaklarınızın arasında, ayağa kalktığınızda birbirine yapışan, dolayısıyla içerisini göremediğiniz iki yumuşak, yastıksı şey var, onlar da tüyle kaplı. Oturunca birbirlerinden ayrılıyorlar ve içi bayağı kırmızı ve etli. Yukarıdaki kısımda, dış dudakların arasında, tekrar düşününce bir nevi yaraya benzeyen bir deri kıvrımı var. İşte o, klitoris…’
Günlüklerin sansürsüz hali, bir velinin kitabın sekizinci sınıf öğrencileri için uygunsuz cinsel içerik taşıdığı şikayeti üzerine Kasım 2009’da Virginia’daki Culpepper Ortaokulu kütüphanesinden ve sınıflarından çıkarılıyor. Okul müdürü Bobbi Johnson şöyle diyor: ‘Bu sayfalar yerinde bir tartışmanın temeli olabilecekse de, kitabı ortaokul seviyesinde okutmamızın amacını yansıtmıyor ve sınıfta çoğu insanın uygunsuz bulabileceği bir tartışma ortamı yaratma ihtimali taşıyor.”
Bir grup insanın diğer bir grup insan tarafından ırkları, dinleri farklı diye gazlanarak öldürülme korkusuyla yıllarca bir tavan arasında gizlenmesini okumamız normal, ama on beş yaşında birinin kendi anatomisinden, dünya nüfusunun yarısında mevcut organından bahsetmesi “uygunsuz”. Uygunsuz da uygunsuz. Gezegenimize hoşgeldiniz.