Arkadaşlar, haydi dürüstçe cevap verelim: Kaçımız daha önce en az bir kez orgazm taklidi yaptı? Cevap vereyim, şahsen ben yaptım. Etrafımdaki kadınlardan da bir değil, birden çok kez yaptıklarını duydum. Hatta meselenin sinema sahnelerine taşınacak kadar yaygın olduğunu gördüm; gördük: Hangimiz Meg Ryan’ın When Harry Met Sally’deki şahane orgazm taklidini hatırlamıyor ki? Bütün bu yalancı orgazmlar gösteriyor ki tek “sahtekar” ben değilim! Ya da sizler de yalnız değilsiniz!
Öyleyse sahte orgazm diye bir şey var. Öte yandan hetero erkekler buna bir türlü inanmazlar. Ya da çoğunlukla inanmak istemezler. Hele de kimileri vardır ki, kadınlar yalnızca penetrasyonla, klitorisi bulamayan parmaklarıyla veya süresi yarım dakikayı geçmeyen oral seks mucizesiyle şelaleler gibi boşalsın isterler. Fakat hayallerle gerçekler örtüşmez her zaman… İşte, geçen yaz, bu konu hakkında özellikle düşündüğüm zamanlarda bir dizi çıktı karşıma: Masters of Sex. Spoiler olmayacak; dizi daha ilk bölümünde bir yalancı orgazm ve cinsellik üzerine çalışıp buna inanamayan bir erkek karakter içeriyor. Kısaca anlatayım sahneyi: 1950’lerde önemli çalışmalara imza atmış ünlü seksolog William Masters, insan bedeninin orgazm esnasında verdiği fizyolojik reaksiyonlar üzerine bir araştırma yapmak istemektedir fakat henüz çalışması bağlı olduğu hastane tarafından resmi olarak onaylanmadığından, istediği şeyi yapmanın o an için mümkün olabileceği bir yere gider, bir geneleve. Orada çalışan fahişelerden biri olan Betty ile yaptığı anlaşma sayesinde Masters odanın içinde bir köşede gizlenip Betty’yi farklı müşteriler ile sevişirken izler ve kronometre ile partnerlerin orgazma ulaşma sürelerini hesaplar. Daha sonra, Betty ile buluşup elde ettiği veriler üzerine konuşurken aralarında şöyle bir diyalog geçer:
W.M.: Senin orgazmın yaklaşık 9 saniye sürmüş.
B.: Orgazm taklidi yapıyordum.
W. M.: Orgazm olmadın mı?
B.: Ciddi misin?
W. M.: Evet, ciddiyim. Orgazm oluyormuş gibi mi yaptın? Bu, fahişeler arasında yaygın bir uygulama mıdır?
B.: Amı olan herkes arasında yaygın bir uygulamadır. Kadınlar neredeyse hep orgazm taklidi yapar.
W. M.: Ama neden? Yani neden bir kadın böyle bir konu hakkında yalan söyler ki?
Eveeet, işte geldik asıl kafaları kurcalayan, bir türlü anlaşılamayan meseleye… Madem sahte orgazmlar vardır, neden vardır yahu? Kadınlar neden orgazm taklidi yaparlar? Neden yalan söylerler?
Öncelikle şunu söyleyeyim: Bunu keyfinden yapmıyor kimse. Siz de iyi biliyorsunuz ki gerçek bir orgazm sahtesinden çok daha zevkli; buna itirazı olan yoktur sanırım? Öyleyse belli koşullar ve mekanizmaların kadınları bunu yapmak zorunda bıraktığı çıkarımını yapabiliriz; hatta aslında koskoca bir sosyo-tarihsel bağlam var arkasında meselenin.
Soruya ilk ve en belirgin cevap hetero seksin penetrasyon üzerine kurulmuş olmasında yatıyor, ya da seksin öncelikle erkeğin cinsel ihtiyaçlarına cevap vermek üzere şekillenmiş olmasında. Vajinanın, klitorisin veya kadın orgazmlarının bir gizem olmaktan çıkıp araştırılabilir veya konuşulabilir meseleler haline gelmesi ancak 20. yüzyılın ortaları kadar yakın bir zamana rastlıyor. Ve ne yazık ki halen toplum tarafından benimsenebilmiş veya tamamen anlaşılabilmiş değil kadın bedeni ve cinselliği. Klitoris hala hak ettiği değeri görmüyor, partnerler yerini dahi bulamayabiliyor. Halbuki sizin hiç penisi bulamadığınız oldu mu? Belki penis ve klitorisin görünürlüğü itibariyle doğru bir karşılaştırma olmadığını düşünenler olacaktır ama nihayetinde ikisi de insan bedeninde cinsel zevk sağlayan en önemli organlar değiller mi? Ama 2019’a girdik ve hala dersini çalışmayanlar var aramızda…
Öte yandan bu tamamen erkeklerle alakalı bir mesele değil; kadınlar olarak biz de kendi bedenimizi, cinselliğimizi yeterince tanımıyoruz. Bize nelerin haz verdiğini, neleri daha çok arzuladığımızı bilmiyoruz; veya bildiğimiz halde bunu partnerimize söylemekten çekiniyoruz. Birçok kadın penetrasyon yoluyla orgazm olamadığı için cinsel problemleri olduğunu düşünüyor, kendini kötü hissediyor. Fakat sorun bizim bedenimizde değil, heteronormatif toplumun yarattığı cinsellik algısında! Sonuç olarak, kendisine bu algı dayatılmış olan kadın orgazm taklidi yapıyor; çünkü partnerine karşı ve toplumun belirlediği kriterlere göre “sorunlu” gözükmek istemiyor, çünkü esas olması gereken şeyin bu olduğuna inanıyor. Ha bir de, çünkü bazen kendisine zevk vermeyen bir eylemi sonlandırmak istiyor.
Heteroseksüel ilişkilere dair şöyle bir gözlemim daha var: Kadın orgazmını önemseyen ve bunun için çaba harcayan ya da çaba harcadığını düşünen erkekler bile kimi zaman, bunu beraber olduğu kadını mutlu etmek amacıyla değil, bir kadını tatmin etme becerisine sahip olduğunu görebilme motivasyonuyla yapıyor. Yani erkek açısından olay bu kez fiziksel orgazma değil, egosal orgazma ulaşmak. Zira, karşı tarafı orgazm edemediğini gören erkek kendisini yetersiz veya beceriksiz olarak görebiliyor. Yani nasıl olur da tek başına penetrasyon her zaman işe yaramaz, öyle değil mi? Kadında bir sorun olmalı! Bu bakımdan, orgazm olamadığı takdirde partnerinin egosunun zedeleneceği endişesini taşıyan kadın, erkeğe arzuladığı zaferi, yalandan da olsa, yaşatıyor ve kadının sahte orgazmından bile en karlı çıkan taraf yine erkek oluyor. Akıl alır gibi değil. Aksi takdirde, egosu tatmin olmayan erkek karşı tarafı suçlayıcı veya aşağılayıcı ithamlarla baskı altına alabiliyor ve bu yüzden de, kadın için en kolay kaçış yolu taklit etmek olabiliyor.
Sonuç olarak sevgili 5harfliler, 2019 kararımız orgazm taklidi yapmamak olsun. Her ne kadar yapmak bazen daha kolay olsa ve işleri kolaylaştırsa da biz zoru ama daha zevkli olanı seçelim, ne dersiniz? Varsın orgazm olmamız dakikalar alsın; en garip, en alışılmamış yollardan geçsin. Ne olacak ki? Varsın sorunlu olduğumuz düşünülsün. Kimin umrunda? Biz orgazmımıza bakalım…
Hepinize bol orgazmlı bir yıl dilerim, sevgiler!
Ana görsel: Masters of Sex’ten bir sahne