Nellie Bowles’un “Overlooked No More: Karen Sparck Jones, Who Established the Basis for Search Engines” adlı yazısının çevirisidir.
Çoğu bilimcinin bilgisayarlarla kod kullanarak konuşmaya çalıştığı bir zamanda, Karen Sparck Jones onlara insan dilini öğretmeye çalışıyordu. O zamanlar geliştirdiği teknoloji, Google gibi arama motorlarının da temelini oluşturacaktı.
Bir bilgisayar programcısı olan Sparck Jones özellikle doğal dil işlenmesine odaklanmış ve kendi kendini eğitmişti. Bu disiplinde kadınların varlığının önemini savunuyordu. Aynı zamanda on yıllar öncesinden Silikon Vadisi’nin bu günlerde içine girdiği hesaplaşmayı öngörmüş ve bilgisayar bilimcilerin geliştirdikleri teknolojinin sosyal etkileri üzerine kafa yormaları gerektiğinin ve aksinin riskli olacağının altını çizmişti.
İngiliz Bilgisayar Cemiyeti’yle çalışan yakın arkadaşı John Tait’in de dediği gibi, “Sparck Jones’un üzerine çalıştığı şeyler, 5 -10 yıl öncesine kadar tamamen saçmalık gibi geliyordu, şimdi ise hayatımıza hep varmışçasına yerleştiler.”
Sparck Jones’un Journal of Documentation (Belge Dergisi)’nde 1972’de yayımlanan özgün makalesi modern araştırma motorlarının temelini attı. Makalede o dönemde pek de rastlanmayan bir yöntem kullanarak istatistik ve dilbilimini birleştirmiş ve bilgisayarların kelimeler arasındaki ilişkileri nasıl yorumlayabilecekleriyle ilgili prensipleri içeren formüller bulmuştu.
2007’de Spark Jones bu formüller hakkında “neredeyse her internet motoru o prensipleri kullanıyor” dedi. İngiliz Bilgisayar Cemiyeti’ne verdiği bir röportajda ise “istatiksel bilgi kullanarak endeks terim ağırlıklandırma yapan her şey benim 1972’de yayımlandığım ağırlık fonksiyonunu kullanıyor” dedi.
Karen Ida Boalth Sparck Jones 26 Ağustos 1935’te İngiltere’de bir tekstil üretim kasabası olan Hudderfield’de doğdu. Babası kimya öğretmeni Alfred Owen Jones, annesi ise 2. Dünya Savaşı sırasında Londra’da sürgündeyken Norveç hükümeti için çalışan Ida Sparck’tı.
Cambridge’de tarih ve ardından da felsefe (o zamanlar bölümün adı ahlak bilimleriydi) okurken, Cambridge Dil Araştırma Ünitesi’nin başında olan Margaret Masterman’le tanıştı. Masterman onu bu alana girmesi için teşvik etti. Sparck Jones sonradan onu “çok garip ve ilginç bir kadın” olarak tasvir edecekti, zira o zamanlar için oldukça alışılmadık bir şekilde profesyonel hayatında evlenmeden önceki soyadını kullanıyordu.
Sparck Jones da kendisi gibi bilgisayar bilimcisi olan Roger Needham’la evlendiği zaman evlenmeden önceki soyadını tutacaktı. 1958’de bu konuyla ilgili olarak, “böylece kendinize ait kalıcı bir varlığınız oluyor” demişti.
Sparck Jones, Bayan Masterman ile çalışmaya başladı. Çeşitli anlamları olan kelimeleri (örneğin ‘alan’) anlayabilen bir bilgisayar programlaması yapmak istiyordu, bir nevi cüsseli bir eşanlamlılar sözlüğü programlamaya koyuldu.
Elektrik ve Elektronik Mühendisleri Enstitüsü Tarih Merkezi’ne verdiği sözlü tarih röportajında “Doğal bir dildeki tüm kelimeler muğlaktır, değişik anlamları vardır. Herhangi bir kullanımda hangi anlama geldiğini nasıl saptarsınız?” diye sormuştu.
Sparck Jones 1964’te “Eşanlamlılık ve Anlamsal Sınıflandırma” başlıklı, günümüzde doğal dil işlemesi alanının temel yapı taşlarından biri sayılan makalesini yayımladı. 1972’de ters belge sıklığı kavramını ortaya attı. Bir terimin önemini belirlemek için belge içinde kaç kere kullanıldığını saymayı öneren bu kavram da modern arama motorlarının temelini oluşturan öğelerden birisi.
Sparck Jones 1980’lerde ilk konuşma tanıması sistemlerinin üzerinde çalışmaya başladı.
Sabah ve akşamüstleri genellikle yazılım güvenliği konusunda uzman olan eşiyle Cambridge’deki çay odasında teori üzerine tartışırlardı.
Cambridge’ın hemen batısındaki Coton’da bulunan evleri kitap, sanat ve ilginç bir ağaç dalı veya Viktorya döneminden kalma bıçak bileyicisi gibi bulunmuş nesnelerle doluydu. Aynı kasabada kitap koleksiyonlarının evlerine sığmayan kısmını tuttukları ve Sparck Jones’un sanatçı atölyesi olarak kullandığı ikinci bir evleri daha vardı. Sparck Jones’un sanat işlerinden biri Microsoft Research Lab’de (Microsoft Araştırma Laboratuvarı) asılıydı.
Yelken, Sparck Jones ve Needham’ın diğer bir tutkusuydu. Fanny of Cowes adlı 1872’den kalma bir yelkenliyi tamir edip İngiltere’nin doğu kıyısında diğer eski botlarla yarıştırdılar. Çocuk sahibi olmamayı tercih ettiler. Sparck Jones’un arkadaşı ve bilgisayar uzmanı akranı Andrew Herbert’in dediği üzere “entellektüel yaşamlarından feragat etmek istemediler. Ömürleri boyunca birbirlerine çok aşık oldukları ise aşikardı.”
Sparck Jones’un gürleyen bir sesi ve haylaz bir espri anlayışı vardı. İşteyken basit bir üniforma giymeyi tercih ediyordu: mavi kot, kırmızı hırka ve beyaz gömlek. Bir de taşlardan ve naldan yaptığı bir broş takıyordu. Cambridge’de adet olduğu üzere şık bir yemeğe giderken bisiklete bindiğinde, kıyafetinin eteklerini gidona mandal ile tutturduğu bilinirdi.
1982’de İngiliz hükümeti Sparck Jones’dan ülke çapında daha fazla bilgisayar bilimi araştırması yapılmasını teşvik eden Alvey Programı adlı inisiyatifte çalışmasını istedi. 1993’te Sparck Jones, Julia R. Galliers ile birlikte bu konu üzerine çığır açıcı ders kitabı niteliğindeki ‘Doğal Dil İşleme Sistemlerinin Değerlendirmesi’ adlı kitabı yazdı.
Jones, 1994’te, bu alandaki profesyonelleri bir araya getiren uluslararası grup Bilişimsel Dilbilim Derneği’nin başkanı oldu. 1999’da ise Cambridge’de tam zamanlı profesör ünvanını aldı. Bu sürecin bu kadar uzun sürmesi onu çok rahatsız etmişti. Bu kadar zamandır üniversitede kadrolu değil de anlaşmalı olarak çalışmıştı, “yumuşak parayla yaşamak” diye de tabir edilen güvencesiz koşullarda, daha düşük kıdemli akademik istihdamdan şikayetçiydi.
Bu gecikmeden bahsederken “Cambridge bir çok açıdan kullanıcı dostu değildi, yani kadın dostu değildi” ifadesini kullandı.
Sparck Jones 4 Nisan 2007’de kanserden öldü. 71 yaşındaydı. Kendisi Times’da bir ölüm ilanıyla anılmamıştı ama eşinin ölümü 2003’te anılmıştı.
Günümüzde araştırmacılar hala onun formüllerine atıfta bulunuyorlar. Yapay zeka yaygınlaştıkça, onun üzerine çalıştığı fikirler daha yeni uygulamaya alınıyorlar.
University of Colorado’da Dilbilimi ve Bilgisayar Bilimi bölümlerinde profesör olan Martha Palmer’ın da söylediği gibi: ‘‘Aslında bu, onun döneminin ne kadar önünde olduğunu ve çalışmalarının ne kadar önemli olduğunu ama ilk 20 yıl boyunca ne kadar da az anlaşıldığını gösteriyor.”
Sparck Jones hem kadın hem erkek bir nesil araştırmacıya danışmanlık yaptı. “Programlama yalnızca erkeklere bırakılmayacak kadar önemlidir” sloganını o buldu.
Başka bir konuda daha döneminden ilerideydi. Silikon Vadisi’nin halihazırdaki ahlaki hesaplaşmasını on yıllar önce görmüştü; mühendisleri çalışmalarının toplum üzerindeki etkilerini düşünmeleri gerektiği konusunda uyarmıştı.
“Programlama ve bağlamı arasında bir etkileşim var” demişti. “Klavyeye parmağınızı her dokundurduğunuzda derin bir felsefi tartışmaya girmenize gerek yok ama bilişim hızla insanların hayatlarının o kadar içine giriyor ki bu konular üzerine düşünmek zorundasınız.”
*1851’den beri New York Times’ın ölüm ilanlarında hep beyaz erkeklere yer veriliyor. ‘Artık Gözden Kaçmayacak’ bölümüyle, ölümleri anılmamış olan önemli kadınların hikayelerini ekleyeceğiz.
Ana görsel: 2002. Computer Laboratory/University of Cambridge