2018 Onur Ayı başta LGBTİ+ camiası olmak üzere herkese kutlu olsun. Aşk kazanacak, muhakkak. Ancak bu devran döndüğünde ve 12 ay Onur ayı olduğunda, umuyorum ki tek kazanan aşk ve aşıklar olmayacak. Bu dünyada kendine yer bulamayan bedenler ve ruhlar kazanacak. Eşcinsel Onur Ayı diye bir şeyin olmadığını, bu haysiyet mücadelesinin eşcinsellerden çok daha fazlasını kapsadığını umarım bir gün herkes anlayacak. Trans, cinsiyetsiz ya da çok cinsiyetli kimlikler kazanacak. Arzular, ayıplar ve utanılanlar kazanacak. Umuyorum ki, erotiğin gücü kazanacak.
2010’lar, LGBTİ+ dediğimiz kompleks toplamın kimliğini aşka, evlilik hakkına ve “çocuğuna arka çıkan ailelere” indirgeyen berbat, yapış yapış bir destek kampanyasına sahne oldu. Birileri bir göz kalemi için cezaevinde ölüm orucu yaparken, diğerlerinin bir reklam şirketi tarafından yapılan oynaşma videosu viral olabiliyor çünkü #LoveWins. Yeter. Üstelik camianın kimi mensuplarına ve kaygılarına dair bu görmezden geliş, sadece anaakımdan değil, bizzat kuir yoldaşlarımızdan da gelebiliyor. İki lezbiyen kadının, “Biz lezbiyen kadınlar, 26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesinden ayrılıyoruz” başlıklı yazısını okudunuz mu? Çok mühim bir soruyla bitiyor: Bu kimlik bizim, bu mücadele de bizim ama bu mücadele hepimize sahip çıkıyor mu gerçekten? Meşhur sözde dediği gibi, “Biz sadece sapkın değil aynı zamanda meydan okuyanlarız da!”* Ne bize izin verildiği ölçüde sapkınlaşmak, ne de yoldaşlarımıza meydan okumaktan geri durmak zorunda değiliz.
Ramazanı bitse seçim gündemi başlayan ülkede, Onur ayını kutlamaya çalışırken izlediğim Berlinli ikili Evvol’ün yeni müzik videosu “Release Me” bana çok iyi geldi; hem anaakımda romantizme (ve de havuzlara) hapsedilen lezbiyen cinselliğinin iştahlı tarafını neşeyle gösterdiği, hem de cinsel yakınlığın cinsiyetlerden ve yönelimlerden öte insana iyi gelen tarafını hatırlattığı için. Bu kadar havalı insanların bu kadar havalı şeyler çekmesinden ve bunların ekseriyetle Berlinli olmasından doğrusu ben de bunaldım, lakin videoda giysiler çabucak çıkıyor, façalar bir anda sönüyor ve geriye çok çocuksu, sapkınca ve meydan okuyan görüntüler kalıyor.
Grup, videonun yönetmeni Matt Lambert ve gönüllerin sultanı Peaches ile bir söyleşi yapmış. Lambert şöyle söylüyor:
“Bir seks ve bir de yakınlık vardır ve ben de işimin salt seks değil, yakınlıkla da ilgili olduğu gerçeğinin arkasında durmaya çalıştım. Kuir karakterler nesneleştirilebilir ve fetişleştirilebilir, özellikle de porno bağlamında. Fakat onları sevgi ve kahkahanın olduğu, arkasında insanca bir ruh taşıyan gerçek bir durumun içine koyduğunuz anda, bu insanları daha da rahatsız eden bir şeye dönüşüyor, çünkü kuir insanlar neredeyse normalleştirilen bir oluş biçimini yıkar hale geliyor. Bu video bir porno stüdyosunda ya da karanlık oda dekorunda stilize edilmiş değil. Doğal. Onu daha kışkırtıcı kılan da bu; ‘normal’ insanların yaşadığı bir mekana ve oraya yerleşip orada gülüp eğlenebilir, oynaşabilir olmalarına nüfuz ediyor. Dürüst, insani yakınlık çok daha huzur bozucu olabilir; karakterleri ‘ötekileştirmek’ isteseniz dahi onlarla bağ kurabilirsiniz.”
Videoyu şuradan izleyebilirsiniz. Ama esas mesele nerede izleyebileceğiniz. Ofisinizde, toplu taşımada izlemeyi tercih etmeyebilirsiniz. Evinizde izleyin, belki ışıkları söndürün belki mumları yakın ve kendinizle bayramlaşın çünkü sapkınlığın bayramında küslük olmaz.
*P.Califia – Public Sex / Alenen Cinsellik