Sevgili 5Harfliler, size bu satırları çok güzel bir şarkıyı dinlerken yazıyorum, zaten yazının konusu da bizzat bu şarkı. Adı Pıçıldaşın Lepeler, söyleyen Şövket Elekberova. Zamanında burada kadınların şarkıları diye bir seriye başlamış ve tek bir yazının ötesine de geçememiştim. Yıllar sonra serinin ikinci yazısı diyeyim bu yazdıklarım için o zaman.
Azerbaycan’ın efsane şarkıcısı Şövket Elekberova’yı duymuş muydunuz? Cevabınız hayır ise şimdi tanışacak ve olasılıkla çok da memnun olacaksınız. Elekberova’nın halk şarkıları söyleyerek başladığı kariyeri 50 yıl kadar sürmüş, ülkenin en sevilen kadın sanatçılarından biriymiş 1993’te 70 yaşında öldüğünde. Hakkında okuduklarımdan çıkardığım kadaıyla, öldüğünde memlekette gözyaşı dökmeyen kalmamış sanırım. Lepeler şarkısı, bir tür ninni aslında. Yazının devamında biriyle söyleşiyoruz şarkı hakkında, Azerbaycan söz konusu olduğunda çok uzağa gitmemize gerek olmuyor neyse ki, yanıbaşımızda bir bilen var. Sitemizin editörlerinden Nigar Hacızade.
Şimdi şarkı, sonra sözler, sonra da söyleşi var sırasıyla. Söyleşinin anlamlı olması için şarkıyı dinleseniz iyi olur tabi.
Pıçıldaşın, pıçıldaşın lepeler,
Belke mene bir sözünüz var sizin
Buruq qazır menim ömür yoldaşım
Qayıdırmı qucagından denizin?
Körpemizi yatırmışam indice
Beşiyine ay nurunu sepeler
Sevgilimden xeber verib gizlice
Pıçıldaşın, pıçıldaşın lepeler
Gece keçir ay dolanıb üfüqde
Göy xezerin sinesinde meh esir
Ah tez olun darıxıram, ey sular
Müjde verin seven qelbim telesir
Mavi sular sevgilime yol verin
O qayıtsın alnı açıq üzü ağ
Çünki qızıl Abşeronun oğlunda
Bir adetdir zeferlerle qayıtmaq
Ne oldu? Biraz anladık, biraz anlamadık değil mi sözleri? Pıçıldaşmak, lepe, buruq, qayıdmak, xezer, darıxmak, Abşeron… Fakat bir kadının şarkısı bu anlaşılan, körpesini yatırıyor beşiğine çünkü, sevdiğini bekliyor, bir denizden bahsediyor… Neler oluyor? Cevaplar (şu an yazıyı yayına alırken bu parantezin içinde kendinden Sovyet Bakanı olarak bahsetse acaba tutar mı diye düşünen) Nigar‘dan:
Kiraz: Biliyor muydun sen bu şarkıyı?
Nigar: Nasıl bilmem ya, ninni olarak yerleşmiş, çok bilinen bir şarkıdır bu.
Lepe ne demek?
Minik dalga. Ufak ufak kıyıya vuran köpüklü dalgacıklar, lepeler. Bu arada madem şarkı sözlerinde Azerice’deki x (kh, Kürtçe’deki gibi) ve q (sert g, İngilizce’deki q değil) kullandık, aslında ləpələr diye yazılıyor. Schwa karakteri, Türkçe’de binlerce (binler’deki e mesela) kelimede telaffuz ettiğimiz açık e.
Pıçıldaşmak?
Pıçıldaşın diyor lepelere. Fısıldaşın yani. Belki bana bir diyeceğiniz var diyor. Ömür yoldaşım (ana dilim diye demiyorum çok güzel laf değil mi?) buruq, yani petrol kuyusu kazıyor, döner mi kucağından denizin.
Deniz de Hazar olacak herhalde. Deniz mi diyor kenarında yaşayanlar Hazar’a?
Teknik olarak göl, ama etrafında yaşayanlar için derya.
Başka anlayamadığım kelimelere bakıyorum şarkıda: Gece keçir ay dolanıb üfüqde, Göy xezerin sinesinde meh esir, Ah tez olun darıxıram, ey sular, Müjde verin seven qelbim telesir… xezer, darıxırmak, telesir. Neler diyor, qayıdırmak da dönmek demek anlaşılan, öyle mi?
Göy, mavi. Sine, göğüs (gençler bilmez belki tedirginliğiyle çevirdi). Meh, yel. Darıxmag, özlemek (aynı zamanda sıkılmak, bunalmak). Telesmek, acele etmek, burada bir türlü bekleyemeyen bir endişeyi ifade ediyor.
Buruq qazır menim ömür yoldaşım.. diyor ya. Petrole gitmek ne demek, hem ne zaman oluyor bütün bunlar?
1950’li yıllar olsa gerek. Ömür yoldaşı Neft Daşları’na gitmiş olabilir, bu dünyanın ilk off-shore petrol çıkarma platformu, Bakü açıklarında Hazar Denizi üzerinde kurulmuş bir endüstriyel kasaba, işçilerin kaldığı birkaç katlı evler, sokaklar, kendi postanesi var. Neft Daşları’nda çalışan petrol emekçilerinin özverilerini ve kahramanlığını anlatan birçok film var, mesela Gara Daşlar (1956), Mucizeler Adası (1963), Insan Mesken Salır (1966). Söylemezsem günah: yüzlerce (binlerce de olabilir) Sovyet filmi olduğu gibi Youtube’ta, çünkü bizim insanımız tarihsel olarak copyright’a inanmıyor (Her türlü kitabın <Lib.ru> gibi platformlarda korsan dağıtılmasının gizemini de çözdüm hadi yine iyisiniz). Benim rahmetli dedem de petrol mühendisiydi, “o dönem denizdeydi” lafını çok duymuşumdur. En yakın arkadaşı 22 yaşında iş kazasında ölmüş.
Anonim mi bu şarkı, ya da güfte, bestesi kimin biliniyor mu?
Anonim olmadığını biliyordum ama bestecisi güftesicisine ben de şimdi baktım. Türkiye’de “Azeri türküsü” olarak bilinen birçok şarkı ‘türkü’ değil, 20. yüzyılda bestelenmiş şarkılar. Zamanında sinirlenip söylendiğim için aklımda kalan bir örnek, Ezginin Günlüğü’nün hepsi Azerice şarkılardan oluşan Alagözlü Yar albümünde, birer söz yazarı ve bestecisi olduğu halde ‘geleneksel’ diye geçen şarkılar. Örneğin albümdeki Nazende Sevgilim’in söz yazarı, Lepeler’in de yazarı olan İslam Seferli. Şuradaki Seçilmiş Eserleri kitabında şiirin orjinali de var.*
Erkekmiş yani! (Dağılıyoruz o zaman)… Neyse, olsun. Yine de bir kadın şarkısı sayılır, çünkü herhalde körpesini beşiyine yatıracak, petrol kuyusuna gitmiş karısını evde bekleyecek adam modeli yok dünyada. Beste kiminmiş peki?
Yine her iki şarkının da bestesi Andrey Babayev’e ait. (Benim Ezginin Günlüğü serzenişimi yakarış formatında sunan bir yazı buldum, dostuz kardeşiz dedik dağıttınız ortalığı diyor yazar.)
Andrey Avanes oğlu Babayev, o zaman Azerbaycan SSC’inin bir parçası olan Karabağ doğumlu bir Ermeni. Az ileride verdiğim linkte annesinin Ermeni, babasının Azeri olduğunu söylemiş bir şarkıcı. Karabağ’da savaştan önce böyle çok fazla karışık aile olsa da Avanes klasik bir Ermeni ismi. Fakat soyadı nasıl Babayev onu bilemedim. Rusça Vikipedya sayfasında Ermeni kelimesi 14 kere geçiyor, ADAM ERMENİ YALNIZ konusunda ciddi her kim düzenlemişse. Azericesinde hiç geçmiyor (sürpriz!). Babayev Bakü Konservatuarı’ndan mezun, ölümünden 14 sene önce Moskova’ya taşınana kadar Azerbaycan Devlet Radyosunun milli enstrümanlar orkestrasının yardımcı şefliğini, Bakü garnizonunun sanat direktörlüğünü, Bakü Filarmonisi’nin ansambl direktörlüğünü ve koro şefliğini yapıyor. Bugün klasik saydığımız birçok Azerice şarkının bestecisi, ama bu şarkılar Rusça sayfada geçmiyor, Azerbaycan’da da bazıları bestekârın ismini telaffuz etmek istemiyormuş. Halbuki Azeri ile Azerbaycanlı arasında bir fark varsa bu adam bunun canlı resmiymiş işte. Acaba İslam Seferli ile nasıl bir ilişkileri vardı, o ilişkiden geriye ne belgeler kaldı merak ettim. Savaş böyle şeyleri ya yok ediyor ya halı altına süpürüyor.
Sana söylendi mi yani bu şarkı körpeyken? (Kapıldım ben de). Ne kadar yaygın anlamak için soruyorum.
Söylendi diye hatırlıyorum, ailede tüm kadınlar biliyor. Şövket Elekberova’nın gerçekten ninni olan (ninninin Azericesi laylay) bir şarkıyı okumuşluğu da var bu arada, dünyanın ninnilerini toplayan Rusya menşeli bir projede illüstrasyonlu videosu yapılan, bilmeyenler için onu da ekleyeyim, ama dikkat edin ağlayıverirsiniz. O seriden arada dinlediğim/izlediğim diğerleri (Aşkenaz) Yahudi, Ermeni, Gürcü ninnileri (aslında Gürcü’yü Güney Kafkasya şovenliğime halel gelmesin diye saydım, video çok güzel ama Allah günah yazmasın Stalin’in en sevdiği şarkıdan daha enfes yetişkin türküsü oluyor). Aslında ninni olmayıp annemin ninni olarak söylediği, en azından benim hatırladığım bazı diğer şarkılar Küçelere Su Serpmişem, Girdim Yarın Bahçasına, Gubanın Ağ Alması, Ay Beri Bak (annem Norveççe söylemiyordu tabi, bu albüm ayrı bir konu).
Sonda Abşeronun oğlu diyor, Abşeron?
Abşeron yarımadası. Azerbaycan haritasını düşünürsen (sen hiç Azerbaycan haritasını düşündün mü Kiraz?) kartala benziyor, kartalın gagası. Bakü’yü de içine alan, deniz kenarı bölge.
Şövket Elekborova ile ilgili ne dememiz lazım peki?
Allah rahmet eylesin. Bir efsane. Anında nostalji sebebi, ‘öylesi gelmez artık’ makamında. Ben youtube’da Şövket, Reşid Behbudov, Müslim Mogamayev gibi insanların şarkılarının altında gezmeyi seviyorum, normalde milliyetçi kavgalarla dolu olan yerlerde genelde ‘kuyruk filan vardı ama iyiydik BE’ tarzı bana hitap eden iç geçirmeli yorumlar oluyor.
Ayrıca 1930 doğumlu babaanneme sordum, gençliğinde Şövket’e çok benzetilirmiş (“ama ben ondan iyiydim tabi”), bir keresinde arabadan laf atmışlar sokakta yürürken, “yavru Şövket!” diye. Cevabını tüm Türkiye’nin okuduğu sitemizde paylaşacağımı söylemedim gerçi sorarken, ilgili herkesin affına sığınıyorum.
Diğer şarkılarından da örnekler verelim o zaman:
* Ezginin Günlüğü grubunun kurucusu ve Alagözlü Yar albümündeki bazı eserlerin vokal yorumcusu Hakan Yılmaz’dan bir email aldık bu ifadeyle ilgili: “Alagözlü Yar albümü Ezginin Günlüğü’nün 1987’de çıkardığı bir albümdü. O zamanların şartlarında (Azerbaycan bir Sovyet cumhuriyeti ve iletişim yok; internet yok; Türkiye’de bir müzisyenler birliği yok; TRT’de bilgi yok, olanı da almak çok zor) albüme aldığımız bazı eserlerin geleneksel türküler mi, yoksa bestesi ve söz yazarı olan şarkılar mı olduğunu çok araştırmış, lakin güvenilir bilgilere ulaşamamıştık. Eserlerin sözlerinin aslını ise İran Azerbaycan’ından göç etmiş bir tiyatrocu arkadaşımızın yardımıyla kontrol etmeye çalışmıştık. Kısacası, bu konuda yeterince hassasiyet gösterdiğimizi, lakin şartlardan ötürü yüzde yüz başarılı olamadığımızı belirtmek isterim. Nitekim, 2015 yılında Ada Müzik’ten kendi adıma yayınladığım “Sen Yoktun” ve 2017 yılında yine Ada Müzik’ten kendi adıma çıkardığım “Türkülerle Yeniden” albümlerinde bestecisi ve söz yazarı belli olan tüm Azerbaycan şarkılarının künye bilgileri albüme yazılmış ve MESAM üzerinden de telifleri ödenmiştir.”