Ortaçağ Fransız şiirlerİ ve özellikle “Gülün Romansı” (Roman de la Rose) üzerine çalışan bir arkadaşım beni Fransız illüstratör Jeanne de Montbaston tarafından çizilen paha biçilmez illüstrasyonlar ile tanıştırdı. (Akademik olması nedeniyle ‘penis ağacı’ olayını kibar ortamlara getirmenin en güzel yolu bu yukarıdaki resim. Test edilmiştir.) Yukarıda görülen ağaçtan penis toplayan bir rahibe. Sayfanın diğer ucunda aynı rahibe bir rahip ile sevişirken gösteriliyor. Jeanne de Montbaston’un ‘yasaklı meyve’ dendiğinde ne düşündüğü açıkça görülüyor bu penis ağacı ile.
“Gülün Romansı” 13. yüzyılda Guillaume de Lorris ve Jean de Meun tarafından yazılmış 20,000’den fazla mısrası olan alegorik bir şiir. Konusu kısaca bir Aşık’ın rüyası. Aşık olarak bilinen kahramanımız bu rüyada bir gölde gördüğü Gül tomurcuğuna deli gibi aşık oluyor, fakat Gül bir kalede tutuluyor. Bundan sonra Aşık’ın bütün derdi bu Gül’ü bulmak ve onu koparmak. Kahramanımız yolculuğu boyunca Nefret, Cömertlik, Para Hırsı, Akıl gibi ona yardım eden ya da onu amacından vazgeçirmeye çalışan bir çok karakterle karşılaşıyor. En sonunda mızrağını kalenin kapısındaki bir aralığa sokup kapıyı deliyor ve Gül’e ulaşıyor. (Nedense Aşık bu esnada içinde iki taşın olduğu bir kese de taşıyor, ama mızrağı kapıdaki aralığa girerken kesesi dışarda kalıyor. Bu ne demek acaba?)
Jeanne de Montbaston kocası Richard ile 14. yüzyılda Gülün Romansı’nın birçok baskısına çizimler yapmış. Gülün Romansı’ndaki her cümle, bazen çok derin olmasa da, bir alegori. Baskılara eşlik eden çizimler eserin yorumlanması olarak da görülebiliyor bu yüzden. Böyle düşününce Jeanne de Montbaston’un penisli çizimleri biraz da ‘Kral çıplak’ diye bağırıyor.
Gülün Romansı’ının bir başka yorumu ise 15. yüzyıl Fransa’sında saray yazarı olan ve çevresindeki penislilerden bıkmış olan Christine de Pizan’dan geliyor. De Pizan dönemin birçok yazarıyla Gülün Romansı’ının (ve genel olarak toplumun) ne kadar kadın düşmanı olduğuna dair uzun tartışmalara girmiş. De Pizan’ı en çok kızdıran eser boyunca kadınların şuh, dolandırıcı, güvenilmez, vs bireyler olarak gösterilmesi ve kadına hep fethedilmesi gereken bir nesne olarak bakılması. De Meun az malzeme vermiyor de Pizan’ın eleştirilerine. Mesela Gül’ün bir bölümünde Zeka, Aşık’a şunları söylüyor: ‘Aletleriyle doğanın onlara sunduğu güzel ve kıymetli tabletlere yazmayanların penisleri düşsün!’ Kitap yazmayı erkek işi olarak görmesi, seksi erkekliğin amacı/hakkı olarak göstermesi, kadınların kullanılacak bir nesne olduğu iması… De Pizan’ın neyi niye eleştirdiği anlaşılıyor.
De Pizan acaba Jeanne de Montbaston’un penisten başka bir şey gözü görmeyen rahibesi hakkında ne düşünmüştür? De Montbaston’un çizimleri de Pizan’ın eleştirdiği bir konuya da örnek sağlıyor aslında: Kadının şuhluğundan bahsediyoruz da, kadının gözüne aletini sokan erkeğin hiç mi suçu yok?