Aşık Veysel’in ilk evliliği, eşi Esma’nın kendisini başka bir erkek için terk etmesiyle bitiyor. Aşık Veysel’in hayattaki ızdıraplarından biri olarak anlatılan bu hikayenin internette birkaç versiyonuna rastlayabilirsiniz. Doğal olarak rivayetler, süslemeler bol. Esma’nın köyün en güzel kızı olmasından Güzelliğin On Para Etmez’in Esma’ya yazılmış olma ihtimaline kadar. Özetle Aşık Veysel anne babası tarafından akrabası Esma’yla evlendiriliyor, sekiz senelik evlilik ve iki doğumdan sonra Esma Hüseyin isimli bir adamla kaçıyor. Hüseyin, Aşık Veysel’in abisinin evinde çalışan, yani “azap duran” bir hizmetkâr.
Versiyonlardan birinde olayı Esma’nın kendi ağzından dinleyebiliyoruz. Aşık Veysel ve Esma’nın köyü Sivrialan’dan yetişme araştırmacı Gülağ Öz’ün çalışmasına atfedilen alıntı şöyle:
“Veysel çok huysuzdu. Bana geçim vermez, kıskanır dururdu. Gönlümle evlenmedim zaten. Onun huysuzluğu gereksiz kıskançlığı beni kendisinden soğuttu. Hüseyin yakın komşumuzdu, bize azap durdu. O’nunla anlaştık. Zaman zaman birlikte buluşurduk. Veysel bunu sezinlemiş, hatta birkaç kez beni uyarmıştı. Zamanla bizim kaçacağımızı bile düşünmüş, umudunu kestiği de olmuş. Hüseyin’le kaçtığımızda Bafra’ya ulaştık. Çeşmenin başında çoraplarımızı çıkarıp serinlemek istedik. Çorabımın ucunda beni rahatsız eden bir şeyler vardı. Elimi sokup baktığımda bize bir ay yetecek kadar para çıktı. Veysel koymuştu. Beni çok severdi. ‘Kaçarlarsa perişan olmasın’ diyerek koyduğunu düşündüm hep.”
*Esma’nın 1970 yılından fotoğrafı, sivrialan.net sitesinden.
*Aşık Veysel’in fotoğrafı Şakir Palancıoğlu arşivinden. Kaynak: Bâb-ı Âli News
*Ana görsel Duygu Aytaç