Barış için Kadın Girişimi’nin çağrısıyla onlarca kadın örgütü bir araya gelerek bir kampanya başlattı: #Barışa1000Kadın. Savaş cinnetinin ahtapot gibi kollarıyla her birimizin gırtlağına yapıştığı şu günlerde, en cılız sesimizle bile gürültü patırtı çıkarıp barış sözünü yaygınlaştırmaya katkı sağlayabileceğimize, son haftalarda dünyanın en eylemsiz eylem biçimi olan imza kampanyasının ne denli radikalleşebildiğini gördükten sonra iknayızdır herhalde artık. Ayşe Öğretmen’den, akademisyenlerden, bütün bu delilik lunaparkından anlıyoruz ki asıl radikalleştirmek istedikleri “barış” sözcüğü, tüm anlamları ve vaatleriyle birlikte.
#Barışa1000Kadın kampanyası da bu nedenle çok önemli bir şey yapıyor. İmzaların yanısıra kadınların barış cümlelerini topluyorlar. Şu adreste imzanızı verdikten sonra kendi barış cümlenizi, neden barış istediğinizi, barışa neden ihtiyaç duyduğunuzu bir parça kağıda, kumaşa ya da avucunuza yazıp #Barışa1000Kadın etiketiyle sosyal medyada paylaşıyorsunuz.
Etrafta çok kampanya var aslında. Ve ne kadar çok olsalar o kadar azlar yine. Bir yanda yaralılara AİHM kararıyla ambulans gönderilmesini beklediğimiz, günlerce sokaklarda kalan cenazelerin kaldırılabilmesini ümit ettiğimiz, gün gün izleyicisi olduğumuz bir savaş, diğer tarafta da imza atarak, sosyal medya hesaplarımızda bir cümle yazarak, belki küçük gruplarla sokağa çıkarak isteyebildiğimiz bir barış var. Savaş öyle gürültülü ki barışla ilgili her ses cılız çıkıyor gibi geliyor. Ama barışın önce bireysel, her birimizin yaşamıyla ilgili biricik bir talep olmasından, sonra onu birlikte istememizden, barış talebine örgütlenerek sahip çıkmamızdan çılgınca korkuyorlar. Bir bildikleri var elbet bu kadar korkarken, bu kadar öfkelenirken. #Barışa1000Kadın kampanyasının en güzel tarafı da bu bana kalırsa. Her bir kadının kendi barış cümlesini yazması, her bir kadının barışı düşünmesi, hayal etmesi demek. Savaş bitsin diye her birimiz kendi köşemizde konuşur, söylenir, didinir dururken en az yaptığımız şey belki de bu: barışı düşünmek. Savaşsızlığı değil, çatışmasızlığı değil, gerçek ve kalıcı bir barışın ne olduğunu düşünmek.
Kampanyanın devamında kadınlar kadınların barış sözlerini sokağa yaymak için 31 Ocak Pazar günü İstanbul/Kadıköy’de, 6-7 Şubat haftasonu Diyarbakır’da buluşacaklar.