Bu adreste bir röportaj var. 3 Şubat 2015’te Gülten Akın ile yapılmış bir röportaj. Akın’ın karşısında, Açık Radyo’dan program yapımcıları Levent Pişkin ve Karin Karakaşlı var. Akın, görüşme sırasında en az iki defa bu güzel insanlarla birlikte olmaktan duyduğu mutluluğu belirtiyor.
Akın 82 yaşında, her gün diyalize giriyor. Hayatının çeperi daralmış. Aile fertlerini ve hastanedekileri gördüğünü söylüyor sadece. Ağır ağır, ama belki de sadece sakin sakin, tertemiz bir dimağ ve derinden gelen bir heyecanla da konuşuyor.
Sakin gitmekten, ılımlı olmaktan, yorucu, ezici olmamaktan bahsediyor. Kendi yöntemlerini geliştirdiği mücadelesini, şiirin olmazsa olmaz kuralları olduğunu, çağımızda herhangi bir tür iktidarın nasıl görünür hale geldiğini anlatıyor kısa kısa cümlelerle. İşte bu dupduru akan sohbetin bir yerinde, normal birşeyler söyler gibi birtakım kelimeler sıralıyor arka arkaya. Normal gibi tabii, nasıl söylesin başka türlü? Ama vurucu yani bu dedikleri. O öyle sindirmiş, öyle içine dahil etmiş ki, onun için normal olan, artık duyana da normal, hatta neredeyse sıradan geliyor.
Bir umudu taşımaya çalışıyorum. Bir yerden, bir yere geliyor, derinleşebiliyorum. Dünyayı değiştirmeye de yetebilirim. Çok uzun zaman bu umudu taşıdım içimde.
Kaybettiği olmuş mu bu umudu bilmiyoruz. Ama uzun zaman taşımış olması herhalde, onun şiirini güçlü, etkili kılan.
Söyleşide destan diyor bir de. Destanlarla ilgili duyduğu heyecan çok belirgin. Bir form olarak şiirde çok kullanılmadığından bahsediyor. Oysaki destan çok önemli. Yaşar Kemal’in adı geçiyor bu arada destan derken. O günlerde o da hastanede, sağlık diliyorlar onun için.
Yaşar Kemal 28 Şubat’ta gözlerini yumacak, Gülten Akın dün yumdu. 2015’in sabıkasına işledik bu günleri.
Mutlaka dinleyin bu görüşmeyi. Levent Pişkin ve Karin Karakaşlı’ya da teşekkürler hep.