Aşağıdaki e-posta’yı moda tasarımı öğrencisi bir okurumuzdan aldık. Okulunun sunduğu malzemeye feminist bakış açısıyla yaklaşmak, moda-feminizm ilişkisiyle ilgili daha fazla şey okumak istiyor. Biz de tek bir ‘feminist bakış açısı’ olmayacağı fikriyle bu mektubu okuyuculara yönlendirmek istedik. Yorumlarınızı, kendi sorularınızı, okuma önerilerinizi bekliyoruz!
***
Merhaba,
Ben 2 aydır veganım, bu süreçte daha fazla şeyi sorgulamaya başladım. Feminizm ile önceleri uzaktan ilgilenirdim. Şimdi birbiriyle ne kadar ilgili olduklarını anlamaya başlıyorum. Bu yüzden feminizm ile ilgili daha sık araştırma yapmaya başladım. Mesela önce Etin Cinsel Politikası’nı okuyacağım.
Ayrıca moda tasarımı öğrencisiyim. 3. sınıftayım. Okul ödevlerimi ve gelecekteki tasarımlarımı vegan malzemeden yapacağım. Fakat sadece veganizmden beslenmiyorum. Mesela vegan malzemeden bile olsa “pembe” ya da “mavi” renkli ve cinsiyet belirtilen bir çocuk giysisi yapmak istemem. Bu tür cinsiyetçi ama kanıksanmış, önceden farkında olmadığım detayları kaçırmak istemiyorum. Bu yüzden cevap bulamadığım soruları size yazmak istedim. Belki bununla ilgili kaynak öneriniz olur…
Moda kitaplarında da feminist bakış açısı içeren yazılar pek göremedim. Eski dönemlerde kullanılan demir korseler, demir ayakkabıların kadınları sosyal hayattan uzaklaştırmak, ikinci plana atmak, “terbiye etmek” amacıyla tasarlandığını bugün hocamız anlattı ve sıra günümüze geldi. Şimdi, sutyenlerin aslında sağlıksız olduğunu ama sizin de bildiğiniz sebeplerle kullanıldığını biliyoruz. Peki topuklu ayakkabı konusunda ne düşünüyorsunuz? Feministler topuklu ayakkabıyı reddetmeli mi veya reddediyor mu ? Tüketici olarak bu konu hala kafamda oturmadı. Tasarım öğrencisi ve tasarımcı olarak da bir an önce bunun kararını vermek istiyorum, çünkü aldığım ayakkabı tasarımı dersinde sadece topuklu ayakkabı tasarlamamızı anlamlandıramıyorum.
Transparan, dar, kısa kıyafetler erkekler tarafından teşhircilik olarak algılanıyor ve hemen çirkin etiketler yapıştırılıyor. Kadın ve erkek reyonlarına karşı cinsiyetsiz reyonları mağazalarda göremiyoruz. Çocuk giysilerinin ve oyuncaklarının durumu da ortada, son derece cinsiyetçi. Şimdilik aklıma gelenler bunlar ama eminim gözden kaçırdığım şeyler de vardır.
Modadaki bu alışılmış şeylere feminist bakış açısı nasıl olmalıdır? Bu konuda bana önerebileceğiniz kaynaklar var mı ? Tüketici olarak yapılmış değerlendirmeler de benim için yeterli, bunları anlayıp tasarım kimliğime katabilirim. Topuklu ayakkabıyı da gerçek kürk ile aynı gruba koyacağım gibi görünüyor. Ama daha fazlası var mıdır diye merak içindeyim.
Biraz dağınık anlatmış olabilirim, kusura bakmayın.
Şimdiden teşekkür ederim.
Sevgiler
***
Görsel: Eylül 2014’te gerçekleştirilen ve sırf Guardian’da hakkında en az 5 yazı çıkan (1, 2, 3, 4, 5) Chanel Bahar 2015 defilesinden.