Yaşar Kemal 8 Temmuz 1993’te yapıyor bu konuşmasını. Nerede olduğunu anlaması zor. Başı olmayan kısa kayıt bu. Yaşar Kemal’in elinde bir kağıt var, ama sadece bir kez bakıyor buna. O günlerde, bu konuşmayı yapmak ne zor! Sol elinde mikrofon, sağ kolunu öfkeyle sallıyor. Hep Türkiye diyor, kara leke diyor, utanç, insanlık, 36 yazar… Arada kalabalıktan “katil devlet” sloganları yükseliyor. Kalabalığı kolunu sallayarak susturmak istese de hemen vazgeçiyor. “Bu lekeyi sileceğiz” diyor sonunda konuşmasının, iki defa. Kalabalığa umut vermek için, kendine de umut vermek için belki. Dili sürçüyor, cümleleri toparlayamıyor, zihin akışı kopuk. Arada yine sonunu umuda bağladığı bir de sorusu var: 36 yazarını yakan ülkeden hayır gelir mi?
Kısacık konuşmasının metni şöyle, görüntü kaydı ise devamında:
Ama size bir kaç söz söylemek isterim. 36 arkadaşımızı yaktılar. Yakanları da lanetliyorum, yaktıranları da. Burada en büyük suç devletindir. Bu hikaye 40 yıl önce başladı, bu bir birikimin sonucudur. Ve Türkiye’nin alnındaki tarihinin en büyük kara lekesidir bu. Türkiye, onlara devrimcileri ezdirmeyecekler. Türkiyenin alnındaki kara lekeyi sildireceğiz onlara. Sileceğiz bunu. Türkiye öyle kolay bir ülke değildir, iki, üç insanın yiyeceği kadar. Türkiye’yi yok ettirmeyeceğiz onlara. Hepimize yazık oldu, ama Türkiye’ye çok büyük yazık oldu. İnsanlığın yüzüne çıkıp bugün ne söyleceğiz? Utançtan başka neyimiz kaldı elimizde? 36 tane yazarını yakan bir ülkede hayır beklenir mi ama Türkiye’nin alnındaki bu kara lekeyi gene biz sileceğiz. Haydi hepinizin gözlerinden öperim. Bu kara lekeyi Türkiye’nin alnından sileceğiz. Kara lekeyi Türkiye’nin alnından sileceğiz.