Bu kez, dev buluşmamız 1956 yapımı bir Ömer Lütfi Akad filminde geçiyor sevgili okuyucu. Filmin adı Kalbimin Şarkısı. hikayesiyse kısaca şöyle: Şöhret özlemi çeken besteci Münir Akad kendisine hiç inanmayan, güvenmeyen birisidir ve film boyunca etrafındaki herkesi de aslında yeteneksiz biri olduğuna iknaya çabalar durur. Bir yandan karısı Perihan ile mutlu da bir evliliği vardır, ta ki aralarına korkunç bir yanlış anlaşma girene dek. Bu öyle bir yanlış anlaşmadır ki, filmden bunu çeksek çıkarsak geriye de bir şey kalmamaktadır.
Münir karısını filmin ortasında bir yerde terk eder ve zaten kendisine bir zamandır sürekli açıktan açığa muhabbet gösteren çalışma arkadaşı Hicran’ın evine taşınır. İşte dev buluşmamız da bu evde geçiyor. Münir’in karısı Perihan, Münir’in “zoraki” sevgilisi Hicran’a, kocası özelinde ve erkekler genelinde adeta birtakım talimatlar dikte ediyor:
Çalan kapıyı, Hicran açar ve Perihan içeriye elinde bir bavulla girer (bakınız yazının ana görüntüsü)
Perihan’ı hemen tanıyan Hicran -Buyrun.
Hicran’ı zaten bilen Perihan-Rahatsız etmek istemezdim, fakat bazı şeylere ihtiyacı olacağını düşündüm. (elindeki bavuldan bahsediyor)
H-Zahmet ettiniz. Yorulmuşsunuz.
P-Zararı yok. ONUN her işini BEN görürdüm. Bilhassa bu notları kimseye teslim edemezdim. Onun için ben getirdim. Geceler notları karıştırmadan, biraz bir şey çalmadan UYUYAMAZ. Çok rica ederim bunlara hiç kimse el sürmesin
H-Çok titizsiniz.
P-Biraz da çamaşır getirdim. Gömleklerinin arasında bir fanila parçası bulacaksınız. Soğuk havalarda onu dizine sararsınız. Siz hatırlatmazsanız ONUN AKLINA GELMEZ.
H-Ne kadar meraklısınız.
P-Kendine bakmasını hiç BİLMEZ. Ne istediğini de SÖYLEMEZ. Anlayıp, yapmak LAZIM. Sabahları kalkınca aradığı ilk şey bir fincan kahvedir. Yatmadan önce de mutlaka çay içer. Yaparsınız herhalde. Bu, uyku ilacı. Fazla yorulduğu geceler bir tane almadan uyuyamaz.
H-Tavsiyelerinize teşekkür ederim
P-Teşekkürünüzü hak etmiş sayılmam, çünkü bunları ONUN İYİLİĞİ için söylüyorum. Alıştığı hayatın aksaması onun zararına olabilir. Bazı erkekler ömürleri boyunca ÇOCUK kalırlar. O da öyledir. DAİMA nazlandırılmak, şefkat görmek ister.
H-Onu hala sevdiğiniz belli!
P-Hala mı? (sessizlik) Müsadenizle.
H-Bir dakika! Hemen gitmeyin. Sizi daha evvel tanımak isterdim.
P-Ne fark ederdi?
H-Çok şey! Fakat sizi anlamıyorum, darılmayın ama…
P-Size darılmaya ne sebep var? Onu hakikaten sevdiğinize emin olsam, sizi takdir ederim. Fakat inanın, sizi aramızda bir ÜÇÜNCÜ olarak kabul edemiyorum. Onun için içimde size karşı en ufak bir kin yok.
H-Beni HİÇE saymanız kendi hatanızı küçültmez.
P-Hakikati bilseniz böyle konuşmazdınız. Bir sanatkârın KARISI olmak, herhangi birinin eşi olmaktan çok daha zordur. Ben çok şeylere katlandım, seve seve katlandım. Siz anlamamakta haklısınız
H-Emin olun ki anlarım. Yıkılmış bir YUVANIN altında benim de hayatım ezildi. BEN DE BARLARDA DOĞMADIM. Daha açık söyleyeyim: Sizi kocanıza haber veren benim. Bunu yalnız erkeğinizi elinizden almak için yapmadım. Kocasını aldatan kadınlara karşı içimde intikam hissi vardır. Eski bir hikâye. İşte onun için sizi ele verdim. (burada yanlış anlaşmanın esas kahramanının Hicran olduğu ortaya çıkıyor)
P-İyi yaptınız, sizi tebrik ederim. Ben de sizin gibi düşünürüm. Allaha ısmarladık. Sizi tanıdığıma memnunum.
H-Durun! Durun, gitmeyin. İnanın bana vicdanım, içinde bulunduğum hayat kadar KARANLIK değildir. Bizim gibiler hislerimizde aldanmayız. Siz BU GÜNAHI işlemiş olamazsınız. Kocanıza zaafım vardı, fakat sizi gördüğüm ilk anda bu hissim eridi. Başkasını seven bir erkeğin kolları arasında hiç bir kadın mutlu olamaz. O hala sizi seviyor
P-Bundan eminim.
H-Dün gece burasını terk etti, size dönmüş olmasını temenni ederim.
P-Burdan gitti mi? Onu hemen aramalıyız. BAŞINA BİR İŞ GELMESİN! Ama bunları nereye göndermeli? (getirdiği eşyaları gösteriyor).
H-Onları hemen sizin eve götüreceğiz, BEN DE size YARDIM edeceğim. Hadi bakalım.
Buluşma bitti.
Yani inanamıyorum, bu kadınlar nasıl her defasında saniyeler mertebesinde anlaşıp, halleşiyorlar ve aynı adam için ortak karar verip, harekete geçiyorlar? Eşi, emsali görülmemiş bir dava arkadaşlığı adeta! Bu arada Perihan’ı Sezer Sezin, Hicran’ı Altan Karındaş canlandırıyor.
Dev buluşma yazıları sadece ve sadece kadınlara has olduğundan, konu edinilen erkeklerin fotoğraflarına yer vermiyordum. Bu sefer bir istisna yaparak meşhur besteci Münir Akad’ın kimliğini de bir fotoğraf marifetiyle ifşa ediyorum.
Diğer buluşmalara da şu etiketi takip ederek ulaşabilirsiniz.
Meşhur besteci tüm dünyadan şüphe duyarken.
