Bu fotoğraf dün mecliste çekildi: Eski Bakan Faruk Çelik, yeni milletvekili Dilek Öcalan’ın elini sıkarken…
Dilek Öcalan en genç üyeler listesinden Meclis Başkanlık Divanı’nda görev aldı dün. Faruk Çelik de bu nedenle elini sıkmak zorundaydı Öcalan’ın. Ama soyadı Öcalan olan bir kadının elini sıkmak zorunda kalan, mecburiyeti aceleyle geçiştirmeye, tokalaşmayı göz göze gelmeden, uçar adım uzaklaşarak halletmeye çalışan eski bakan değil bu fotoğrafın odağı. Eski bakanın elini kavrarken, onu gülümsemesiyle selamlayan Dilek Öcalan.
Dilek Öcalan öyle bir gülümsemiş ki Faruk Çelik arkasını dönüp koşararak Ankara il sınırına varsa, Öcalan’ın selamı tam ensesinde olacak yine. Kaçış yok. Yine de meclisin Dilek Öcalan’la imtihanı tam da böyle olacak gibi, kaçar göçer, kaçamadan kaçar. 6 milyon HDP seçmeninin 5 milyona yakını da yine çok muhtemel ki Dilek Öcalan’ınkine benzer bir gülümseyişle izleyecekler bu imtihanı.
Ama dünün meclis curcunasında benim gönlüm başka bir karedeydi; haberlerde “Türkçe bilmeyen vekil” olarak ilk sıraya çıkarılan Feleknas Uca’nın yemin ederken yakasından parlayan broşta. Ezidiler‘in inançlarının simgesi Melek Tavus‘la çıktı kürsüye Feleknas Uca. Bilmediği Türkçeyle o saçmasapan yemini ettirmişler kaç yazar? Feleknas Uca “büyük Türk milleti” diye kağıttan okurken, hınzırca parladı Melek Tavus.