XXI dergisinde Sinan Logie’nin bir yazısı yayınlandı. Görsel o kadar şahane ki alıp buraya montelemeden içim rahat etmeyecekti. Bir de sayesinde ‘mimari akupunktur’ kalıbıyla tanışmış oldum. Aşağıda yazıdan sevdiğim birkaç kısmı aldım. Buyrun:
”Geçen haftalarda tesadüfen “Pazarlama bağlamında mimari kuram”ın kullanımı hakkındaki bir konferansın reklamına denk geldim. Belli ki bu etkinlik, mimarlığa odaklanmış saygı duyulan İstanbullu bir organizasyon tarafından düzenleniyordu. Son yıllarda anlamsız olanı sıradan olarak görmeye alışmış olsak da… “mimarlık”, “kuram” ve “pazarlama” kelimelerinin aynı cümledeki yanlış kullanımı oldukça muhteşemdi! Salt-N-Pepa’nın sevilen şarkısı kadar akılda kalıcıydı: “Push it”. Çok fazla rahatlık vaat eden bir dönemde olabiliriz diye düşündüm. Sorun değil! Biraz alışverişe çıkmaya karar verdim.
…
Mimarların kendilerini pazarlama firmalarının diline yaklaştırdığı bu entelektüel rahatlık bölgesi oldukça korkutucu. Dahası pazarlama pratiğinin, vasat ürünlerin satışı için icat edildiğini hatırlamalıyız. Bugünlerde Türk Hava Yolları ile uçup kabindeki dergiyi karıştırırken hiç kimse “mimarlık” içeren gayrimenkul ilanıyla elektrikli süpürge reklamını ayırt edemiyor. Rahatlık ve sıradanlık çoktan normalleşti.
…
Türkiye’de akılda kalıcı herhangi bir kamusal alan üretmemiş olan son onyıllık sürekli inşaat faaliyetlerine rağmen entelektüel olarak doğru bir pratik inşa etme isteğine sahip olan mimarlar henüz teslim olmamalı. Değişim iki sene önce başladı. Bu daha başlangıç, her yer mimarlık ve her yer direniş.”
Peki ya, ‘3 çocuğa 1 pompalı’ bonus kampanyasına ne diyorsunuz? asdhfsdfhtf