Geçen Cumartesi oy verdim! Bu fotoğrafta gördüğünüz benim sandık başından ayrıldıktan sonraki halim. Darısı başınıza.
Yurtdışı seçmen kütüklerinde biraz ne çıkarsa bahtınıza durumu var sanırım. Her yerde böyle mi bilmiyorum. Eskiden bağlı olduğumuz konsolosluktan başka bir yere çıktı piyango. Otobüse, trene, cipe ve hatta uçağa da binerek vardık binaya. Sabahın erken saatleri. Konsolos, çalışanlar, sandık görevlileri, parti temsilcileri ve müşahit olduklarını düşündüğüm insanlar oturmuş seçmen bekliyorlardı. O an etrafta sadece iki seçmen, biz olduğumuz için insan kendini çok önemli sanıyor tabi. Neyse ki o his uzun sürmedi. Elimde sarı zarf, pusula girdim kabine. Pusula ipek yolu gibi, harfler küçük, ortam karanlık, benim gözlerim bozuk. Sağ salim, EVET yazmasını beklediğim mührün TERCİH yazdığını görüp irkilerek de olsa verdim oyu.
Zarfı tam sandığa atarken, sandık görevlilerinden biri gülümseyerek “hayırlı olsun” dedi. Üzerine düşünmeden “hepimize” deyiverdim. Bu hepimiz lafı çok dokunaklı geldi bana sonradan. Neden tam da bilemiyorum. O an o odada olan herkesle aynı dili konuşmak mı, bir ülkenin kaderini belirleyecek bir seçimi yapabilmek için buluşmuş olmak mı, yol yorgunluğu mu, henüz çay içmemiş olmak mı? Yoksa “hepimiz” olma ihtiyacı mı aslında?
Bu ihtiyaçta ne kadar insani bir şey var oysa. Sokağına çıktığın andan itibaren tacize uğrama korkusu olmadan yürüyebileceğin, en ufak bir hak arama eyleminde gazla geri püskürtülmediğin, kadınların namus, iffet, kıskançlık kıskaçlarında durmaksızın öldürülmediği, çocuklarına sahip çıkabilen, ekmek almaya gidenin, kartopu oynayanın, gösteriye katılanan öldürülmediği, sürekli tehdit edildiği sanrısıyla ülke yöneten birinin, neredeyse elle tutulur hale gelmiş kibirine, hezeyanlarına maruz kalmadığın, içinde milyonların yaşadığı kentleri kendi evleri gibi döşemeye kalkanların olmadığı, tarihi eserlere saygı beklediğinde naiflikle suçlanmadığın bir ülke ihtiyacı ve “hepimiz” arasındaki fark çok mu açık acaba?
Biliyorum açık, ama insan yine de oy verince bir rahatlıyor. Bir anlığına da olsa “hepimiz”mişiz gibi hissediyor. Tavsiye ederim.
Fotoğrafımı Theo Frey çekmiş.