Parayla satın alınacak şeylerden bahsetmenin biraz bayağı olduğu fikrinden bir türlü tam boşanamadığımdan (Hepimiz Şirinler Köyü’nde yaşıyoruz ya) bu yazıya nasıl başlayacağıma bir türlü karar veremedim. Açılış cümlesi olarak son iki adayımın “Arada bir sisteme başkaldırmayı hepimiz severiz…” ve “Kim ne derse desin, gözler önemlidir…” olduğunu farkedince, dedim ki kendimi fazla sıkmayayım, sıkınca aralardan taşma yapıyor, konuya insan gibi yaklaşayım.
Makyaj yapmadığımızda çirkin olduğumuzdan asla değil ama, eyeliner’ın koyduğumuz yerde kalması önemli bir mesele. Ve çoğu rezil bunu yapmıyor! Akıyorlar, dağılıyorlar, işlerini yapmamak için bin türlü oyun ediyorlar! (Burada ellerimi birleştirip hepinize birazdan düşmana saldıracakmışız gibi bakıyorum) Seneler içinde neredeyse toz ve gaz dahil çeşitli formlarda, onlarca eyeliner denedim. Yüksek fiyatın başarı getirmediği gerçeğini bazen acı bir gülümsemeyle, bazen elimdeki fırçayı kıracakmış gibi sinirle farkettim.
İşte harcadığım efor, para ve beraberinde getirdiği yenilmişlik, işte bu konudaki alçakgönüllü gözlemlerim ve başarı listesi:
Benefit Liner / Krem Göz Farı
İsterseniz daha rakınrol bir görünüm (Bunu yazarken resmen elim titredi), isterseniz açılı ve keskin bir uygulama tercih edin, bu dostumuz sabitleştiğinde yerinden oynamıyor. Yerli yerinde, havalı bir dumanlı göz makyajı için göz farı olarak da kullanılabilen Benefit Creaseless Eyeliner, hem dayanıklılık, hem renk seçeneklerinin ilginçliği açısından öncü. Uygulamasında bir fırça gerektirecek bu ürünün Berlin’de sisli bir gece olarak tanımlayabileceğimiz “Strut,” ve bakırlı gri “Skinny Jeans” (solda) renkleri bayağı inanılmaz, fakat fiyat açısından o kadar iç serinletici değil.
Make Up Forever Aqua Liner
Kendi halinde, sıradan bir kalem için akıl almaz bir sonuç, Make Up For Ever. Neredeyse arkasından “Nabokov bununla yazıyordu,” diye dedikodu çıkaracağım. Kullandıktan sonra beş-altı saniye kadar sağa sola dağıtma ve “Üç gündür sokakta yatıyorum,” görünümünü yakalama şansını kullanıcısına verdikten sonra bu eyeliner, yerine resmen zincirleniyor. Jele oldukça yaklaşan bir dokusu, iki bin kadar renk seçeneği var. Fiyatı için boyu küçük sayılır – Ama hayat gene de yaşamaya değer… (Ne?) “Olmazsa olmaz,” “Bu ürün için babaannemi bıçaklarım,” gibi gülünç moda dergisi lafları kullanmayacağım ama, gerçekten alanının en iyilerinden.
L’Oreal HIP Color Truth Eyeliner
L’Oreal Color Truth Cream Eyeliner’ın ismi hafif alem. “Color Truth” da ne demekse artık, Türkçe’ye çevirince “Haso Renk” gibi bir şey oluyor. Ama küçük cam bir kap ve paketinde kendi miniş fırçasıyla gelen bu ürün, hem cep dostu, hem performans açısından maşallahı var. Uygulama yönünden likit ve kalem olmayan bütün eyeliner’lar gibi küçük bir zahmet bohçasıyla gelen bu ürün, gene de bulunurluk ve dayanıklılık açısından oldukça iyi. Bildiğim kadarıyla bu fiyat/bulunurluk aralığındaki ürünlerin içinde en çok renk seçeneğine sahip.
Sephora Likit Eyeliner
Uzun araştırmalar eski İtalyan filmi görünümü için gene de likit eyeliner’ı gösteriyor. Kanun bu, biz değiştiremeyiz… Bu likit eyeliner’lar arasında da şaşırtıcı ama gerçek, Sephora’nın kendi ürünü olan ince fırçalı bu genç kardeşimiz (Burada omuzlarından tutup size doğru itiyorum) neredeyse karşılaştırdığım bütün rakiplerinden önde. Artık içinde ağır metal mi vardır, sıvı kanser mi vardır, hakikaten yerinden oynamıyor, akmıyor, hassas olan gözleri yakmıyor. (Laf açılmışken bu vesileyle başka bir ürüne kara çalmak istiyorum: Sephora’nın fiyat olarak büyüğü MAC likit eyeliner için aynı şeyi söylemek mümkün değil mesela. Fırça biçimi açısından keçeli kaleme yaklaşan o şerefsizi nerede bırak, başka yerde bul, bazen burun civarından topla. Hatta belki bir gün çöpe at ve başka bir ihtimale yelken aç…) Fiyat açısından, eh diyeceğim, “Ne diyor bu?” diyeceksiniz, kastettiğim piyasadakilere kıyasla ortada bir yerde durduğu. Sonuç olarak ben bir makyaj ürünü olarak iyi, gayrımenkul olarak ise kötü bir yatırım olacağı kanaatindeyim. (Sağol, hakikaten konunun uzmanıymışsın)
Bobbi Brown Jel Eyeliner
Bu ürün için sektörün büyüğü, yetimlerin babası, Yeşilçam’ın emektarı diyebiliriz. Bütün “En İyi On Eyeliner” listelerinde tepelerde olması pazarlama başarısı, güzelce sünmüş bir yalan ya da tesadüf değil. Yüzde yüz çalışıyor. Piyasadaki jel biçimli eyeliner’ların esin kaynağı olan bu dostumuz da uygulama sırasında fırça gerektirse de, vaat ettiği her şeyi yapıyor. Sabitlenip tahtına yerleşene kadar bir krem far kadar yumuşak kalıyor. Koyu kahverengi, lacivert ve siyah gibi ağababaların yanısıra sepia, kızıl kahve, mor gibi maceracı renklerde de parmağı var. Ürün olarak belki de tek dezavantajı dört-beş ay gibi kısa bir sürede, ambalajı içinde iklim şartlarından bağımsız olarak kurumaya başlaması. Kapağını iyice, kırarcasına sıkı kapamama, gölgede tutmama, kuruduğunu anlar anlamaz “Sabırlı ol, koca oğlan” dememe rağmen her aldığımda sonuç aynı oldu. Belki her gün kullanırsanız verim alırsınız. Belki biraz konuşur, “Bak çok üzülüyor,” dersiniz. Fiyat açısından, pahalı, araya onu da sokuşturursanız makbule geçer.
Son olarak pahalı makyaj ürünü dünyasında minik bir deprem yaratan (Artık niyeyse) Chanel Illusion d’Ombre:
Neden bu son derseniz, bu ürün fiyat açısından pahalı değil, resmen gülünç. Assolist muamelesini hakediyor, hatta bu üründen on tane almayıp o fiyata Ebru Gündeş’i salonunuzda bir buçuk şarkı söylemeye ikna edebilirsiniz. Kutusundan kendi minik fırçasıyla çıkan Chanel Illusion d’Ombre’un renk seçenekleri oldukça karmaşık ve ruh okşayıcı – Altı adet rengi var, ama hepsi bir tuhaf, bakarken insan devamlı “Şimdi bu ne renk tam? Çok güzel ama, şimdi tam olarak bu ne renk oluyor?” diyecek oluyor. Yeşili altına bakan, grisi mora değen, bakırı doygun bir erik rengine çalan, efsunlu bir göz farı ve eyeliner. Dokusu da başka hiçbir ürüne benzemiyor, süngerimsi, pudramsı, beşinci boyuttan büyüyle çağırmışsınız gibi, hakikaten acayip bir şey. Göz farı olarak ortalamanın üstü, liner olarak malesef sınıfta kalıyor. Fiyat olarak ise, dediğim gibi… “Sen benimle alay mı ediyorsun?” klasmanında. Renklerden birine yatağa düşecek kadar büyük bir aşkla tutulmadıysanız, yerinde kalabilir.
Son olarak: Çoktan anladınız ama ben bu işin uzmanı filan değilim. Makyaja genelde amatör heyecanı ve çocuk oburluğuyla yaklaşıyorum, ürünlerden ilginç beklentilerim ve az sabrım var. Yazdıklarımı alçakgönüllü tavsiyeler olarak kabul etmekte ve ürünleri önce denemenizde çok büyük fayda var. Denerken Allah korusun gözünüz filan çıkarsa da, amacım gerçekten bu değildi.