Biz geçenlerde bir anket yaptık hani. Orada en ağır ama ağlatmayan eleştiriniz nedir diye sormuştuk. Bazen biraz fazla kendi arasında konuşan İstanbullu sanatsever Boğaziçili kız grubu gibi oluyorsunuz diyen olmuş, inanabiliyor musunuz? Sevgiyle demişler bu arada, yanlış olmasın. Neyse Boğaziçili veya sanatsever olmamakla beraber eleştiriyi ciddiye alan, kalbinin derinine hapsedip orada besleyen bir yapım var. Ben de dedim ki madem İstanbullu da değilim, muhtemelen bilmediğiniz ne anlatayım size? Beni twitter sitesinden takip edenler bilir, hayatın bir noktada Hoboken’e attığı (gerçi kendim de gitmiş olabilirim şimdi hatırlamıyorum), şimdi yine İstanbul’da ikamet eden bir Krasnodar’lıyım. Çok fazla Krasnodarlı tanımadığınızı hesap ediyorum. Etnisiteme girmeyeceğim; nitekim Kuzey Kafkasya’nın yeşil incisine* yolunuz düşerse ve ahaliyle hoşbeş etme fırsatınız olursa etnisiteye girmemenin bütün müspet sonuçlarını yerinde müşahede etme fırsatınız olacaktır. *Yeşil inci diye bir şey var mı emin değilim, fırsat buldukça THY’nin uçak dergisi gibi konuşmak tutkularımdan biri olduğu için böyle yapıyorum. Sivas: Karadeniz’in Nazlı Kızı, Kopenhag: Kuzeyin Fırfırlı Prensi, Kıyması Taşkın Börekler: Saraybosna gibi. Krasnodar yeşil ve özel bir yer demek istiyorum.
Krasnodar bir güney Rusya şehri olduğu kadar bir kuzey Kafkasya şehridir de. Yukarıda bahsi geçen ankette okuyucularımız sitedeki şarkı listelerinden de hazzettiklerini belirttiklerinden, sizinle memleketimden 5 adet şarkı paylaşacağım. Şarkımı paylaşıp sessizce dinlemenizi de beklemeyeceğim tabi ki, sessiz olmak fıtratımda değil. Şarkıların birbirileriyle alakaları yok, temel ortak noktaları bizim buralardan çıkmış olmaları ve bende değişik kategorilerde coşku uyandırmaları. Bizim Buralar’ı hem coğrafi hem zamansal olarak hayli geniş tuttuğumu da farkedeceksiniz, çünkü şu dünyadaki en olgun kişi acıya gülendir. Bakın reis-i cumhurunuz da hazır ve heyecanlı, başlayalım öyleyse.
1. Uzum em linenq menq – Tsomak & Pincet
Ermenistanlı kuir punk rock [Reis-i cumhurun yüzü düştü] ikilisi Tsomak ve Pincet’in işbirliğinden doğma, “sen ve benim biz olmasını istiyorum” isimli şarkı. Yukarıdaki kolaj gazeteci Liana Ağacanyan’ın Ermenistan’da çektiği görüntülerden dikili, ama arabayla yolda giderken kameranızı camdan çıkarıp çekeceğiniz görüntü Sohum’da da aynıdır, Gence’de de, Nalçik’te de (Kafkasya’nın değişik şehirlerini rastgele sayarak artistik yapıyorum, tahmininizde haklısınız). Queering Yerevan blogunun yazarlarından olan Tsomak Oga kod adlı aktivistin Erivan’ın merkezinde D.I.Y. isimli bir barı vardı, iki sene önce kendine gururla neo-Nazi diyen ve sonradan siyasetçilerce sahiplenilen, kefilleri ödenip serbest kalan üç erkek tarafından kundaklanmıştı. Şarkının sözleri gibi blogu da anlamıyorum demeyin, bu şarkıdan zaten Ermenistan’da bile 15 kişinin haberi var ya da yok.
2. Kayfuyem – Arsen Petrosov
Türkiye’de her bokun sonuna “keyfi” koymak moda olmadan biz bölge halkları olarak kayflamayı bir yaşam biçimi olarak içselleştirmiştik arkadaşlar. Kayf, Farsça’dan tüm bölge dillerine geçmiş olan kef kelimesinin Rusçası (Farsça ve Azericede kef iken Rusça’da kayf olması tahminimce Türkçe’deki keyif’in Ermenice’ye qeyf olarak geçip oradan Rusça’da yayılmasından, ama yanlışsam düzeltin. Kusana kadar hangi kelime nereye nereden geçmiş muhabbeti yapmak isteyenleri twitter’a bekliyorum), kayfuyem da argoda keyifliyoruz demek, İngilizce’deki chilling gibi, ama daha sefalısı. Taşkentli (Özbek değil ama onun da etnisitesine girmeyeceğiz) Arsen Petrosov’un bu şarkısı, Erivan sokaklarında camlarını indirip gezen bratiklerin arabalarından Bakü’nün düğün salonlarına, Orta Asya’nın dört bir köşesinden Abhazya’daki aile salonlu eğlence yerlerine, Brooklyn’de Sovyet Yahudilerinin işlettiği pavyon kılıklı lokantalara çok geniş bir coğrafyada müthiş popüler olan, post-sovyet dönemin pespayeliğini en dumtıslı yerinden kavramış bir modern klasik. Kayfuyem/seni kendimden kıskanıyorum/senle sadece keyifleniyoruz/her şeyi unutarak, diye giden bir nakaratı var, arada evde patlatıp yan yan oynayarak mutfağa girdiğimde annem “çabuk kapat şunu” der. Ama sağolsunlar memlekete gidip kuzenimde kaldığım bir gün uyanmayı reddettiğimde bu şarkının son sesinde açıldığını ve yengemin beni piste kaldırdığını hatırlıyorum. Sabahın köründe tişört-don şöyle:
Youtube’daki aralara sevgi kelebeği insanların “hepimiz kardeşiz.. ne güzel müzik!” diye girdiği inter-etnik küfürleşmenin en yoğun olarak yaşandığı bölgelerden biri bu şarkının altıdır ayrıca. Dünyanın her köşesi gibi bizim köşemiz de dallamalarla dolu.
3. Ey Həyat Sən Nə Qəribəsən – Qaya
Yukarıdaki naifliğin dibi klibi ayrı (hostesler!), 1960’ların Bakü sokaklarını gösteren klibi ayrı güzel. Qaya (yani Kaya) vokal dörtlüsü, Sovyetler Birliği’nin en popüler ve yurtdışı turnelerine çıkması izin verilen müzisyenlerindendi, bir şarkıya iki klip çekmek her devlet sanatçısının harcı değil. Bunu en az bir kere dinlerseniz ve aklınıza takılmazsa yazıyı okumaya ayırdığınız dakikaları iade edeceğim. Bakın ne tatlı:
Aylar keçir, illər keçir, axın olur,
Yadlar gəlir doğma olur, yaxın olur.
Məhəbbətlə ötən ömür nağıl olur,
Ey həyat, sən nə qəribəsən?
Azerice mi ben anlamıyor ben çok gülüyor :(( diyenler için rezidant Azerimizden çevirisi:
Aylar geçer, yıllar geçer, akın olur,
Eller gelir candan olur, yakın olur,
Aşkla geçen ömür masal olur,
Ey hayat, sen ne acaipsin.
4. Davay Dasvidaniye – Timati, L’One, ST, Nel Marselle, Jenee ve adını bilmediğim başka bir repçi
Dede gibi en başından başlayarak anlatacağım. Tı kto takoy davay dasvidaniye, “sen kimsin lan, hadi yürü git” demek (lan kısmı opsiyonel). Azerbaycan’da yüzyıllardır (aşırı en başından başladı) yapılagelen ve adına meyxana (meyhane) denen, bildiğimiz rap atışması gibi bir edebi tür var (evet bildiğimiz aşık atışmasından ziyade rap atışmasına benziyor). 2011’de Azerbaycan’ın güneyindeki Astara şehrindeki bir Talış düğününde, iki kardeş Talışca-Azerice-Rusça karışık bir meyxana söylüyorlar, nakaratını artık bildiğiniz. Derken 2012’de Rusya’daki muhalifler bir şekilde bu şarkıyı duyuyorlar ve Putin’e gider yapan #путинтыктотакойдавайдосвидания etiketi twitter’da trend ve internette meme oluyor, sayısız parodisi yapılıyor. Siyasi bir slogan olarak Ermenistan ve Gürcistan’da da boy gösteren bu satırı kullanarak hatta Gürcüler Saakaşvili’ye hitaben kendi meyxanalarını yapıyorlar. Ay bir türlü sadede gelemedim. Şimdi Azerbaycan’da ve Gürcistan’daki meyxanaları izleyen ya da bölgeye ayağını basmış bir kişi iki video arasındaki bir dizi ortak noktayı görecektir, ama görmeyen de üzülmesin bana ilkokulda Didaktik Didem derlerdi (hayır):
Tüm bu dekoratif detayları Timati ve dostları Rusya’nın ünlü popçularından Filip Kirkorov’a dev nah şeklindeki dis klibinde kullanıyorlar (aramızdaki sıkı Mustafa Sandal hayranları Kirkorov’u aşkım geçer ovalardan eserinin klibinden hatırlayacaktır. Nitekim ben hatırladım ve klibi şu an tekrar izledim de, artık böyle lokasyonda çekilmiş konulu klip kalmadı arkadaş). Kendisi de Tatar olan (hani etnisiteye girmeyecektin canısı) Timati’yi klibinde hiçbir detaydan kaçınmadığı için takdir ediyor, tüm gelecek disslerinde başarılar diliyorum.
5. Chito Grito Simgera (Mimino film müziği) – Vakhtang Kikavidze
Ah Mimino. Ah gençliğim. 1977 yapımı bu Sovyet klasiğinin açılış şarkısını, başrolü Ermenistan’lı efsane oyuncu Frunzik Mkrtçyan’la paylaşan ve aynı zamanda şarkıcı olan Vakhtang Kikavidze söylüyor. Gürcistan’da köyden köye helikopter kullanan arazi pilotu Valentin’in en büyük hayali uluslararası bir havayolunda (evet Aeroflot) pilot olmaktır. Hayalinin peşinde kalkıp Moskova’ya gider ve kaldığı otelde profesör sandığı ama aslında tır şöförü olan Rubik’le tanışır ve olaylar ne yapar? Gelişir. Bu filmdeki diyalogların en az yarısını ezbere bilmeyen Sovyet insanı ya yalan söylüyordur ya da dün doğmuştur ve teknik olarak Sovyet insanı değildir. Gürcistan’ın güzelliğini görüyor musunuz? Az önce babam şarkıyı duydu, çitta-gritta diye mırıldanarak dolaşıyor evde. Sizin yüzünüzden hüzünlendim yine.
İşte böyle. Bunları severseniz bir dahakine halk oyunları videolarını seksiliğe göre sıralamaca yaparız. Benim oyum şu arkadaşlara, bir de yaşları 18 ile 25 arasında değişen gençlerin bir çarşamba akşamı tamamen öylesine havada 3 kere dönüp ceylan gibi yere konarak raks ettikleri el yapımı Abhazya vidyom olacak. Ayrıca bir dabkeye de kayıtsız kalamıyorum. Rusça’da bir laf vardır, bizim olmadığımız yer güzeldir diye. Hadi bir şey koyun da neşemizi bulalım.