Bir Gün Herkes Heykeltıraş Olabilir sergisi için 5Harfliler olarak bir araya getirdiğimiz Hadi Ben Kaçtım çantalarının 4.süne geldik. 5Harfliler editörlerinden Hazal Halavut‘un “özgürlükten kaçış” ” metni için buyrunuz…
Özgürlükten Kaçış
Annemin anlatmaktan en çok hoşlandığı hikayelerden biri: Küçükken odamda, kapının arkasında hazır bekleyen bir naylon poşet. İçinde sadece kilot ve fanila.
Annem poşetimi bulup “kızım bu ne?” diye sorunca susuyorum, poşeti boşaltıp kilotlarımı çekmeceye geri yerleştirmesini izliyorum sessizce. Ertesi gün aynı poşet, aynı yerde, aynı şekilde bulunuyor. Bir önceki günün soruları, sessizliği, unutuşu tekrar ediyor. Bir gün, bir gün daha derken bu, günlük rutinimiz haline geliyor. Ben akşamları yatmadan önce poşetimi hazırlayıp kapının arkasına koyuyorum, sabahları annem poşeti alıp içindekileri çekmecelere geri yerleştiriyor. Evden kaçış poşetim. Hikayenin burasında bir es verip mutlaka vurgular annem, “ama içinde sadece kilotları, birkaç tane de fanila var”. Herkesle birlikte ben de gülerim. Neşeli çocukluk hikayelerini kimse bozmak istemez. Onlarca kez dinlediğim bu hikayede bulduğum acıklı şeyi kendime saklarım.
İki yan apartmanımızda oturan arkadaşım Özden’le sabah hava aydınlanırken ve yetişkinler hala uyurken evlerimizden çıkıp, köşenin başında buluşacak, el ele tutuşup sadece çocukların yaşadığı bir yere gidecektik. Hiçbir sabah o kadar erken uyanmayı başaramadık. Yine de uzun süre, galiba bir yaz boyunca, ertesi gün erken uyanacağımıza söz vererek yatmadan evvel kaçış poşetlerimizi hazırladık. Bu kısım, annemin hikayesindeki eksikliğiyle ayrı bir haz verir, en büyük hedefi bir sabah erken uyanmak olan bu kaçış planı, bulmayı umduğumuz çocuk adasından da güzel gelir bana.
Hikayenin finalinde annemin vurguladığı poşetse, Özden’le yaptığımız güzelim planın tadını kaçırır ve çocukluğumla ilgili bir hikaye dinliyor olmanın neşesini bozar her seferinde. İçinde sadece kilot ve fanila olan kaçış poşetim yüzünden anlatılan bu hikaye, beş yaşındayken bile kaçışı yedek kilotlar ve terleyince değiştireceğim fanilalarla, hijyen ve tedbirle hayal edebilmiş olduğumun bilgisine dönüşür bir anda. Büyüdükçe benimle birlikte büyüyen çantalarım ve içlerini doldurduğum “her ihtimale karşı”larım geçer gözümün önünden. Ağır çantalar, “nasıl taşıyorsun bunu?”lar, “içinde bir ben yokum”lar, “bari sırt çantası taşı, sakat kalacaksın”lar… Anneme gülümser, hem onu hem kendimi şaşırtacak bir kaçışı kurmaya çalışırım. Sonra yeni bir hikaye başlar.