Benim anne-babam Anadolu Yakası’ndan karşı yakaya karşı yakada gezmek için senede üç kere geçenlerden. Şimdi artık öküz kadar olduğum için bu sorun çok sık tekerrür etmiyor (hiç etmiyor demiyorum) ama onlarla yaşarken -Nereye gidiyorsun? -Karşıya geçeceğim -Ne gerek var ki bu saatte? (Saat akşam 7) diyaloğu epey sık yaşanırdı. Onlar için “karşı” arada bir bir hafta önceden kararlaştırarak binbir zahmetle ulaştıkları başka bir ülke. Hal böyleyken ve evden taşınmama bir türlü izin vermezlerken “yurtdışına gidiyorum” deyip Avrupa tarafına taşınmanın fizibilitesini ciddiyetle düşünmüştüm bir dönem. Doğu Yakası saatini hesaplayıp arada bir garip saatlerde telefonlar etmem ve biraz photoshop öğrenmem gerekecekti o kadar. Bu anlattıklarım herkese bana geldiği kadar normal geliyor inşallah? Neyse, sonunda başkalarının 2. çocuk sahibi olduğu yaşta kendi evime taşınabildim de bu planları uzatmama gerek kalmadı.
Fakat o da ne, Hollandalı Zilla van den Born bu dediğimi gerçekten yapmamış mı?! Üniversite öğrencisi olan Zilla, bir proje için ailesine 5 haftalığına Güneydoğu Asya’ya gittiğini söyleyip, kendisini uğurladıkları tren istasyonundan gerisin geri Amsterdam’a dönmüş. Sonra da 5 hafta boyunca oturduğu yerden Tayland, Laos ve Kamboçya’da rolü yapmış, kendi havuzunda okyanus fotoğrafı çekmiş, arkaya şemsiye ve örtü koyarak “Tayland’daki otel odasından” ailesiyle Skype’ta konuşmuş, evde pişirdiği egzotik yemekleri Facebook’ta paylaşmış:
Photoshop kullanarak kendini Budist rahiplerin yanına, tapınakların içine yerleştirip bunları sosyal medyada paylaşan Zilla, “Sosyal medyada göstermeyi seçtiğimiz şeyleri filtreleyip manipulasyondan geçirdiğimizi göstermek için bunu yaptım” diyor; “Online mecrada, gerçekte karşılayamadığımız ideal bir dünya yaratıyoruz.”
“Amacım insanların gerçekliği ne kadar sık ve kolayca saptırdığını göstermekti. Mankenlerin fotoğraflarıyla oynandığını herkes biliyor, ama kendi hayatlarımızda da gerçekle oynadığımız gerçeğini çoğu zaman görmezden geliyoruz” diyor Zilla. En son ne zaman paylaşma amacı gütmeden fotoğraf çektiğini hatırlamayanlar, eşyaları ve kendilerini (ve kedilerini) fotoğraflamadan önce şöyle bir mizanseni düzenleyenler, ergen gibi sürekli kendini çekip layklanması ve övülmesi için başkalarının önüne koyanlar, eteğinizdeki taşları dökülün! (Ben masumum. Şimdi bir süre Yozgat’a gidip bazlama yiyecek ve ilk romanım üzerinde çalışacağım.) (Mizansen yaratacağım diye evde yeri kazıp tandır kurdurdu) Ama doğru söyleyin, suçlu hissediyor musunuz? Niye ki?
[Haberi Birleşik Krallığın kaliteli yayını Daily Mail’de gördüm. Linkte de arkadaşımızın fotoşop/çekim sürecinin videosu var.]
