Bugünlerde İrlanda’da bir dava görülmekte. İsmi açıklanmayan bir kadın henüz reşit değilken tecavüze uğruyor. Hamile olduğunu sekizinci haftada farkediyor ve kürtaj yaptırmak istiyor. Bu arada kadın göçmen statüsünden dolayı ülke dışına seyahat edemiyor, İngilizcesi de az. Yani başka bir ülkeye geçip orada kürtaj yaptırmak imkanı da yok. Kürtajın yasak olduğu İrlanda’da 2013’te yapılan bir kanun değişikliğiyle kadının intihara meyilli olduğu durumlarda kürtaja izin verilebiliyormuş… Bu göçmen kadının ise intihara meyilli olduğu anlaşılmasına rağmen çeşitli bürokratik engellerle, geciktirmelerle kürtaj olmasına izin verilmiyor.
Bunun üzerine kadın açlık grevine giriyor. Kadın bu kürtajı yaptırmak için ölümü göze alıyor… Bebek 25 haftalıkken, yani kadın yardım istedikten tam 17 hafta sonra sezaryenle alınıyor.
Sonuç: istemediği bir doğuma zorlanan intihara meyilli çaresiz bir kadın ve istenmeyen, prematüre bir “doğum”.
Kürtaj yasağının kadınların hayatını mahvetmeye devam ettiği İrlanda’da 2012 yılında Savita Halappanavar adlı hamile kadın fena bir sırt ağrısıyla hastaneye gidiyor. Kadının düşük yapmakta olduğu anlaşılıyor. Düşük yapıyor olmasına rağmen hala bir kalp atışı duyulduğu için kadının kürtaj talebi reddediliyor. Savita ısrarla kürtaj olmak istiyor fakat yetkililer ‘burası Katolik bir ülke, kürtaj olamazsın’ diyor. Savita ben Katolik değilim dese de kabul edilmiyor. Günler sonra fetüsün kalbi atmamaya başladıktan sonra kürtaj yapılıyor fakat çok gecikilmiş oluyor, Savita septik şoktan hayatını kaybediyor.
Savita Halappanavar günlerce dayanılmaz ağrılar içinde kürtaj olmak için yalvararak ve lafını kimseye dinletemeyerek ölüyor.
“Politikacılar ve rahiplerden berbat doktorlar çıkıyor. Ortaçağ değerlerinizi benden uzak tutun.”
“Savita’yı Katolik kilisesi ve korkak politikacılar öldürdü“
Bunlar farazi hikayeler değil, peki ya şöyle olsa böyle olsa kabul eder misinli felsefi sorular değil. Bunlar kürtaj yaptırmak isteyen ama seçimleri hiçe sayılan gerçek kadınlar.
Bazı cüppeli adamlar öyle uygun gördü diye…
O hiçe saymanın gelebileceği noktalar da işte böyle: Bazen göz göre göre ölüme terkedilme, bazen fiziksel ve ruhsal acılarının umursanmaması. Ama istisnasız hepsinde kadına asıl söylenen şu: sen insan olmaktan önce bu dünyaya bebek getirme aracısın. Sen önemsizsin.
Aşağıdaki fotoğraf İrlanda’daki bir kürtaj yasağı karşıtı protestosundan. ‘Benim de bir kalp atışım var’ diyor.