Bunca yozlaşma ve çürümenin içinde bugün, bir aşk hikayesinin ne anlamı olabilir ki?

SANAT

Beyaz Atlı Prens / Yelkenkanat Prenses

5Harflilerde bundan önce iki kere şurada ve şurada Antonioni filmlerinden bahsettik. Antonioni filmlerini L’avventura ve L’eclisse’in sonrasında hep bir heyecanla açıyor, filmlerinde sanki bir tesadüfi feminizm yakalayan şeyin ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Yönetmenin 1982 yapımı Identification of a Womanında yine bu hisse kapıldım ve anladım ki Michelangelo Antonioni; filmlerinde gizemi, kaybolmayı, biraz sis biraz dumanı baş role oturttuktan hemen sonra kendi maskülen dünyasını yaratıyor. Bu maskülen dünyasında önce ‘o kadın’ın arayışına düşmüş bir adamı ve haliyle bu durumdan içi sıkılan, o adamın olmasını istediği şey olmayan, olması imkansız kadın figürünü oluşturuyor. Antonioni bunu bir kadını anlatma hevesiyle değil de kimsenin birbirini bir türlü anlayamadığı, baş karakterin içinden çıkılamaz bir çaresizlik durumunda olduğu o dumanlı dünyayı yaratmak için yapıyor. Ya da dünyadaki anlaşmazlıkları erkek-kadın ilişkisi üzerinde gözlemliyor gibi bir şey yapıyor. (beni Altyazı’ya alırlar mı acaba?)

 

Açayım; ilk olarak kadına yüklediği bu ‘onu çok iyi tanıyamaması’ndan kaynaklandığını ileri sürdüğü ötekileştirici gizem öğesini oluşturuyor. Sonra da dünyanın tüm gizemini çözmekle görevlendirdiği erkek kahramanına bu gizemi de aydınlatma, isimlendirme, onu tanımlandırma görevini veriyor. Antonioni’nin de pek çok erkek yönetmen gibi erkek karakterleri daha artiküle. Ve esasında çok anlaşılır bir şekilde kurguladığı erkek figürleri, mükemmel kadın arayışıyla karikatürize oluveriyor. Sanki Antonioni modern dünyada yeri olmayan bu fikrisabitle azıcık alay mı ediyor nedirse, neticede filmlerindeki kadınlar bazen ortadan gizemli bir şekilde kayboluyor, bazen de kaçacak yer bulamayıp dertlerini izah etmek zorunda kalıyor ki, bunun neticesi ya fazla iddialı ansız terkedişler, sabır taşmaları, kalpsiz tartışmalar ya da akıl sağlığını yitirmek olarak seyircinin karşısına konuyor.

 

Yönetmenin ‘Identification of a Woman’ (Bir Kadının Tanımlandırılması) filminde de baş karakter başarılı yönetmen Niccolo Farra, yeni filmi için bir kadın oyuncu arayışındadır. Bir sürü yüzün arasında aklına yatan başrol oyuncusunu bulamamaktadır.  Bununla birlikte kendinden yaşça genç sevgilisi Mavi’ye aklı takılıp duruyor, onun dünyasına uyum sağlayamamaktan yoruluyordur. Peki bu yozlaşmış yeni dünyada filmine oyuncu olarak dahi ‘mükemmel o kadın’ı aramaya, ya da bir aşk filmi yapmaya yer var mıdır?

 

İşte filmin diğer sahnelerden kopup göbeğine oturan bir sahnede Niccolo’nun bir arkadaşı onu evinde ziyaret eder. Antonioni seyirciye, filmde ilk defa en nihayetinde birbiriyle tam manasıyla sohbet edebilen iki insanın (erkeğin) arasındaki şu diyaloğu izletir;

 

Screen-Shot-2014-02-12-at-23.22.04

 

Arkadaş: Bunca yozlaşma ve çürümenin içinde bugün, bir aşk hikayesinin ne anlamı olabilir ki?

 

Niccolo: (Gülerek) Yozlaşma bu memleketi bir arada tutan çimentodur. Hem aşk hikayelerini isteyen de o yozlaşmış insanlardır.

 

Karakterim için bir yüz, bir fikir arıyorum, ama aklıma ondan başkası gelmiyor.

 

A: Onu kullanamaz mısın?

 

N: Mavi neden filmimde olsun ki? Zaten hayatımda.

 

A: Bu aynı şey değil mi?

 

N: Hayır, bir karakter aramak aynı zamanda mekan ve hikayeyi aramaktır.

 

A: Krizdesin yani…

 

N: Ne krizi!

 

Bak seninle hep bir şeyleri tartışıyoruz. Birlikte kimbilir kaç teoriyi defalarca gözden geçirdik. Biz bunları yaparken dünya değişiyor nüfuz edilemez hale geliyor ve biz demode oluyoruz.

 

Hiç Yamaç Paraşütü yaptın mı?

 

A: Hayır.

 

N: Ben de yapmadım ama tahmin edebiliyorum. İşte o his bir kadında aradığım his. Bunun yerine, sanki çok önemliymiş gibi sürekli konuşup bir şeyler söyleniyor. Çünkü sessizlik, ortamı geriyor.

 

Ama keşke bir kadınla birlikteyken doğayla olduğum gibi sessiz olabilsem.

 

İnsan, deli değilse denizde, ormanda ne yapar? Sessizce oturur. Fark etmesi zor da olsa, aslında içinde sorar ve yanıt verir. Başka bir insan varmış gibi. Benim için ideal kadın işte doğadaki o diğer insan gibidir.

 

Screen-Shot-2014-02-12-at-23.24.28

 

A: İdeal kadınını mı arıyorsun?

 

N: Evet!

 

EVET Mİ! aslında burda ‘tanık sizindir’ demek ve daha fazla anlatmamak da mümkün ama o ‘tesadüfi feminizm’in ne olduğu yeterince iyi ifade edilememişse diye tekrar dış sesi aramıza alalım. Niccolo ve arkadaşının diyaloğu o kadar bilindik, o kadar klişe ve o kadar kendilerinin de teşhis ettiği gibi demode ki izleyiciye gülümsemekten başka bir çare bırakmıyorlar.  Yani Antonioni baş karakterlerinin zaaflarını önümüze sunarken bunu yapmayı hedefliyor mu tam emin olamıyoruz ama böyle bir entelektüel erkek parodisi yaratarak hem seyirciye hem de filmdeki baş kadın karaktere ‘bunları yutacağıma kırmızı hapı yutarım!’ dedirtiyor.

 

Nitekim Niccolo yamaç paraşütü gibi o kadını bir de uzayın derinliklerinde aramaya karar veriyor olsa gerek ki neticede aşk filmi yerine bir bilimkurgu filmi yapmaya karar veriyor.

 

İnsan bazen bir gişe filmini senaryoyu hiç değiştirmeden kadınların yerine erkekleri, erkeklerin yerine de kadınları oturtarak çekip böyle gösterime soksalar ne olur diye merak ediyor. ‘Bir Kadının Tanımlandırması’ yozlaşmanın bir harç gibi memleketleri bir arada tutmaya devam ettiği günümüzde çok ucundan bunun yanıtını veriyor sanki.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ECİNNİLİK

YYunanistan’ın Yeni ‘First Leydi’si Ne Giymeli?
Yunanistan’ın Yeni ‘First Leydi’si Ne Giymeli?

Yunanistan'da Alexis Tsipras yönetiminde yeni bir kemer sıkma karşıtı parti yönetimde. E popüler atasözünün dediği gibi "bütün büyük adamların arkasında büyük bir kadın vardır."

TARİH

YSenin için düşündüğüm çiçekleri bulmak çok zor
Senin için düşündüğüm çiçekleri bulmak çok zor

Frida Kahlo'dan dostu ve meslektaşı O'Keeffe'e, endişe, destek ve aşk dolu bir mektup

SANAT

YMüzik Şemsiyesi – 3
Müzik Şemsiyesi – 3

Bu bölümde yönetmen John Cassavetes'in 'Etki Altında bir Kadın'ından bahsedecek ve müzisyen Harwood'un film için yapmış olduğu ana temayı dinleyeceğiz sayın Müzik Şemsiyesi severler...

Bir de bunlar var

Gece Görüşürüz
Bitmeyen Hikâyeleri Var, Biliyor Musun? Agnès Varda’nın Üç Filminde Mekânların Hafızası
Yarmuk Kampı’nın Efsanevi Piyanosu

Pin It on Pinterest