Mahvettiniz hayatlarınızı, entelektüel kadınlar.
İki satır T.S. Eliot okuyacağım, mor kazak giyip filtre kahve içeceğim derken, sonunda sağlığınızdan da oldunuz.
Mahvettiniz hayatlarınızı, ve bizim kaliteli toplum düzenimizi, entelektüel kadınlar.
Bugün konumuz, sağlık konusunda halkımızı bilgilendirmeyi kendıne görev edinmiş medyamızdan, Türkiye’nin kanayan yarası olan hastalıklı entelektüel kadınlar üzerine bir seçki.
Önce, Vatan’dan gelsin:
Sonra da Milliyet’ten:
Köyde koyun güden, mısır tarlasında çalışan aptal kadınlar! Kafalar boş olduğu için stres yapmıyorsunuz, en azından sağlıklısınız, anladınız değil mi?
Şehir hayatının genel olarak daha stresli bir ortam sunduğunu, stresin insan sağlığına olumsuz etkileri olabileceğini inkar edemeyiz. Adet öncesi gerginlik sendromu olarak da bilinen PMS’in risk faktörüleri arasında, elbette stresli bir yaşam olabilir.
Gelgelelim şehirlerde yaşayan kadınların entelektüel, köylerde yaşayanların cahil kabul edilmesi aymazlığına. Marksist devrim olduğunda kelleniz koparılsın mı istiyorsunuz, Prof. Dr. Tansu Küçük? Buna ek olarak, köylerde yaşayan kadınların yaşamlarında sıkıntı ve stres olamaz mı? Hastaneye erişimi kısıtlı olan kadınların, adet öncesi gerginlik için gerçekten doktor görmek isteyeceğini düşünüyor musunuz?
Eğer bir entel kadın yakınıysanız lütfen oturun. Hastamızın durumu kritik:
Multipl Skleroz, beyin ve omurilikteki sinir hücrelerinin bağışıklık sistemi ve çevre hücreler tarafından tahrip edilmesi sonucu meydana gelen bir hastalık. Sebeplerinin genetik ve çevresel olduğuna dair göstergeler var, hastalığın demografisinde ilgi çeken coğrafi dağılımlar da var (ekvatordan uzaklaştıkça vakaların nüfusa oranının artması gibi). Kısacası, MS’in tam olarak neden ortaya çıktığını bilmiyoruz ama sebebinin entelektüellik olmadığı kesin.
Entel kadınların Allah’larından yeterince bulmadığını düşündüyseniz, fibromiyalji ile tanışın.
Milliyet, bu haberi bir defa vermekle yetinmek istememiş:
Hem işte hem de evde mükemmelliği yakalamak için çabalayan kadınlar, bir poşette toplanın ve kendinizi çöpe atın çünkü süper kadın oldum derken çürüdünüz.
(Fibromiyalji, gerçekten de kadınlarda çok daha yüksek oranda görülüyor. Fakat hastalığın genetik kökenli olabileceğine dair kuvvetli bulguların olduğunu, ve her ne kadar stresin tetikleyici bir faktör olduğuna dair teoriler ortaya atılmış olsa da işkolik ve mükemmeliyetçi olmanın fibromiyalji ile bağlantısının literatürde ilk defa Milliyet gazetesinde yer aldığını belirtmek gerekir.)
Ah, afedersiniz.
Süper kadın sendromu falan derken, mızmız kadınlara değinmeyi unutmuşuz. Fibromiyaljiyi bu sefer de ona yamasak olur mu? Farkederler mi ya?
Hastane kantininde geyik mi yapıyorsunuz, gazeteye demeç mi veriyorsunuz? Bugün yarın Ece Temelkuran’a birşey olsa, bunun sorumlusu siz değilsiniz de kim????
Fakat denizde kum, kadının entelinde hastalık:
Ülkemizin gazeteleri işbirliği yapmışcasına entelektüel ve çalışan kadına saldırsa da, bu tür haberlerin yarısının Milliyet’ten gelmesi oldukça tuhaf. Şüphelerin, yıl sonu terfisinde kadın iş arkadaşına çelme takmaya çalışan ve işkoliklik konusunda gözünü korkutan erkek bir Milliyet gazetesi çalışanında yoğunlaşması kaçınılmaz.
Evet, entelektüel, işkolik, mükemmeliyetçi ve şehirli erkekler, sizin tuzunuz kuru, harika gidiyorsunuz.
Entelektüel, işkolik, mükemmeliyetçi ve şehirli kadınlar, siz birkaç sene içinde bağkur veya SSK bünyesinde yer alabilmeyi bile unutun.
Köylüler, sizin zaten bu kulvarlarda şansınız dahi yoktu. Basit ve rahat kafa hayatınıza dönün.
Neyse ki henüz bu hastalıkların hiçbiri bende tezahür etmedi de entelektüel olmadığımı biliyorum. Bundan sonra da tek satır okursam beni Baudelaire, Camus, Proust ve Turgut Uyar teker teker çarpsın. Canımızı pazarda bulmadık.
Bu yazı daha önce Bilim Bilmiyim‘de yayınlandı.