Yukarıda gördüğünüz muhteşem güzellikteki gif Lotte Reiniger’in “Prens Ahmed’in Maceraları” filminden.
Prens Ahmed’in Maceraları (Die Abenteuer des Prinzen Achmed) tarihin günümüze gelebilmiş en eski uzun metrajlı animasyonu sayılıyor. 1926 tarihli. Yönetmeni o yıl 27 yaşına basmış bir kadın, Lotte Reiniger.
Filmi yapması üç yıl sürüyor. Çocukluğundan beri Çin gölge tiyatrosuna ilgi duyan Reiniger “animasyon film” denen şey ve sağlayabileceği olanaklarla ilgili bir konuşmaya katıldıktan sonra bu ikisini birleştirmeye karar veriyor. Gördüğünüz yapraklar, saçlar hep kağıttan, makasla kesilmiş. Jean Renoir’un hakkında “sihirli ellerle doğmuş” dediği Reiniger ve ekibi makasla kesilen silüetlerin ve milim milim değiştirilen her bir karenin fotoğraflarını çekerek oluşturuyor filmi. Yapımın bu kadar uzun sürmesinin asıl sebebi bu, işin meşakkatliliği.
Konusu ise Binbir Gece Masalları’ndan iki hikayenin pastişi. Bir kötü büyücü, bir uçan at, bir iyi cadı, bir Prens Ahmed, bir Alaaddin (evet, lambalı olan) ve sıkıntılardan kurtarılmayı bekleyen iki genç kadın içeriyor. Anlatımın büyüleyiciliği konudaki sıradanlıkları neredeyse unutturuyor; çizgilerin, daha doğrusu gölgelerin yapabildikleri konunun kendisi oluyor. Yukarıdaki sahne Peri Banu’nun banyosundan. Walt Disney’in ilk uzun metrajlı animasyonuna (Pamuk Prenses) 11 senelik bir fark atmış bu filmin tamamını şuradan izleyebiliyoruz:
Animasyona aslında çocukken evdekilere gölge oyunları hazırlayarak başlayan Reiniger şöyle diyor: “Makas tutabildiğim andan itibaren silüet kesmeye başladım. Silüetlerim çok övülüyordu ailede, tüm doğumgünleri için bana silüet kestiriyorlardı. Bu merakın varabileceği noktalarla ilgili ailemden herhangi biri beni tenkit etti mi? Hayır, tam aksine. Devam etmem için beni hep cesaretlendirdiler.”
Lotte Reiniger’in bu filmden sonra bir ara Ravel’in L’enfant et les sortilèges (Çocuk ve Büyüler) operasının animasyonunu yapmaya niyetlendiğini okuduğumda acayip heyecanlandım. Sözlerini Colette’in yazdığı L’enfant et les sortilèges, yaramaz bir oğlanın yapmadığı aritmetik ödevinin, bahçede işkence ettiği hayvanların, kırdığı dalların dile geldiği ve oğlanın ödünü bokuna karıştırdığı yarı-gırgır yarı-kabus şahane bir hikaye. Fakat Reiniger maalesef eserin tüm hak sahiplerini ikna edemediği için animasyonu yapamamış.
Operanın kayıtlarından birinin çok sevdiğim plak kapağı (Büyük hali)
En yukarıdaki hipnotik gife dönecek olursak, bağlantıyı sayfasında gördüğüm arkadaşım paylaşırken şöyle bir not eklemiş: “Harry Potter ve Ölüm Yadigarları’ndaki Üç Kardeşin Hikayesi animasyonunun doğum yeri burası değilse ben de hiçbir şey bilmiyorum”. Bence haklı:
Prens Ahmed’in Maceraları’nın yapılışı, restorasyonu ve önemiyle ilgili daha fazla bilgi için şuraya lütfen.
Teşekkürler Lotte! Yapraklar, gölgeler ve diğer her şey için.