1071 yıı-lında
Malazgirt sava-şında
Alparslan atı-naa binmiş
Düşmaa-nın üzerine gitmiş
Deh dıgıdık dıg dıgıdık dıg
Deh dıkıdıg dıg dıgıdık dıg
Yanımda yöremdekilere sordum. Kimse bilmiyor bu tekerlemeyi. Ben nerden biliyorum? Hababam sınıfından filan mı? Teneffüste bozuk parayı sıranın üzerinde koyup fiskelerle, parmaklarımızla kurduğumuz kaleye sokmaya çalıştığımız ezik oyuna “Türk parasıyla oyun olmaz, Atatürk’ün resmi var onun üzerinde” diye müdahele eden ilkokul öğretmenimin başka bir şaheseri miydi yoksa? Mümkün. Okuma bayramında bizden, mini mini 1’lerden yeni bir evren yaratmıştı mesela. Güneş, bulut, ay, ağaç kostümlerimizle sahneye çıkıp Atam’ın büyüklüğünü okumuştuk kağıtlardan. Böylece hem okuma bayramının bizim için bir tapınma ayinine dönüşmesi garantilenmiş, hem de övgüler düzdüğümüz kişi Atam olsa da sonuçta Talat Hocanın evreninin güneşi, bulutu, ağaçı olduğumuzdan kime tapınacağımızla ilgili makbul miktar kafamız karışmıştı. 5 yıl birbirinden çılgın projelerle devam etti Talat Hocam’la maceramız. Ama yine Alparslan’la ilgili özel bir tutkusunu hatırlayamıyorum. Günahını almayayım.
Konumuza dönersek, nerden bildiğimi hiiç bilmediğim bu tekerlemeyi aklıma yeniden sokup dilime dolayan kişi Mehmet’tir. (Adı biraz uzun ama siz ona kısaca Mehmet diyebilirsiniz. Kendisinin talebi de bu yönde.) Kişi dedim ama kendisi kişiler üstü bir, bir ne? Emin değilim. Nasıl anlatsam? Böyle hem insan hem değil. Hem erkek, hem değil. Hem çok, hem tek. Hem yaşlı, hem çok genç. Yani cidden. Hem 1000 yaşında, hem 20, hem de 2000-3000’ini göreceğini iddia ediyor. Durum biraz korkutucu. İşin ciddiyetini kavramayıp küçülerek ekranın karşısında sinmediyseniz hala, ben aradan çekileyim. Size kendini kendi anlatsın Mehmet, kısaca Mehmet.
Videonun görsel dehasını bir kenara koyalım. Metnine bakalım:
1071’de de ben vardım. (dedim size, 1000 yaşında.) 1453’te de ben vardım. (Fatih’in attan düşeyazdığı surat ifadesini görmemiş gibi yapalım, kamerası, ışığı, figüranı ay pardon Mehmetleri.. sahneyi tekrar çekmek kaç paraya gelir haberiniz var mı?- bu arada Mehmet bu yıllarda 400’lü yaşlarının başında olmalı, küçüğüm.) 1922’de de ben vardım. (kim inanır 800 yaşında olduğunda, Atatürk’ün arkasında gencecik, sırım gibi. sanırsın Eric Northman. Korkma. Bugün de ben varım, gelecekte de ben olacağım. (gel de korkma! Eric bile 1000 yaşına göre cool duruyor ama bakma, bir tahta saplamalık canı var.) Bana kısaca Mehmet derler. (-cik’i atınca kısaldı hakikaten.) Yedi düvele meydan okuyan. Dosta güven veren, düşmana korku salan.(Anlıyorum) Mehmet. (-cik’siz.)
Öyle lay lay lom izlemeye gelmez, titretir insanı kısaca Mehmet, since 1071. Alparslan’ın arkasında, Fatih’in arkasında, Mustafa Kemal’in arkasında, niye hep arkada ve neyin arkasında olduğuna aldırmadan, bugün arkasında duracağı şahin bakışlı komutanlar da kalmamış, panzerlerin, bilgisayar oyunu efektli tankların arkasında hizaya durmuş, gelecekte kim bilir daha nelerin arkasında yerini alacak kısaca Mehmet.
Alkışlar Mehmetçik Vakfına. “Kurban” bağışı toplamak için şaheser bir video olmamış mı?
(Görsel: Kartonpiyer)