Çocuklarınızı ne yapacağınızı bilemiyor musunuz? Çocuğunuz gizli gizli dağa mı çıkıyor? Evladınızın silahlanmasına engel olamıyor musunuz? Yavrularınız ışıldağa üşüşen sinekler gibi uyuşturucu batağına, pavyona, çapulcu tuzaklarına (ki o ne bilmiyorum) mı düşüyorlar?
Vakit Gazetesi’nden banal problemlerinize kapı gibi çözüm: En iyisi evlendirin.
İsveçli bilim adamları, sorumluluk alamayan yavrunuzun başını bağlarsanız o sorumlulukları öpe öpe, seve seve alacağını söylüyor. “Hadi koçum, hadi güzelim, yaparsın, Allah rızkını verir” diye bastırıp üç beş tane de torun sahibi olursanız, sizden kralı yok. Maksat toplumun huzuru kaçmasın.
Üç kuruş mayışa minimum üç dört kişinin boğazına yetişmeye çalışan insanın sisteme ne zararı olacak? Bu insanın iki dakka durup “yav bi oroyin içseydim” demeye vakti mi olur, evlendirin gitsin. (Al bunları, al, al, al, hemen evlendirme dairesine. Bekleme yapma, BEKLEME YAPMA! Kazık kadar insanlarsınız, kırırım ağzınızı. Bas nikahı, seviş, rahatla, beni sinir etme.)
Vaktiyle demişlerdi de inanmamıştınız:
Hoş, vaktiyle hiç değilse manşet itibariyle gençleri bireyden saymışlar. Evlenecek yaşa gelmiş insandan söz açıp, anasına babasına hitap ederek “evlendirin” demek gerçekten nefis bir adamdan saymama şekli çünkü. Patates kadar şahsiyeti yok, kimliğini bulamamış, üstüne üstlük kukusuyla pipisiyle oynamayı da beceremiyor, buhranlarda: Nerede olsa tanırım evladımı.
Evlilik iyidir, boşuna evlenmiyoruz.