Arzu tramvayını sörf tahtasıyla çeken Dick Dale (çok jenerik bi isminiz var) 60’lı yıllarda, hemcinslerimizin seslerini çığlık attırmaktan kısmayı başarmış bir insan. Bu insan ūstū varlık, bir yandan mandolin gibi double picking çaldığı gitarıyla Surf Rock’ın anası babası sayıladursun, bir yandan evinde aslan kaplan beslemesi, California’nın vahşi atlarını şaha kaldırması, okçuluğu efendime söyliyim envai çeşit enstruman çalmasıyla, uçak falan kullanmasıyla beynimin sağ yanının ön loblarında hemencecik yerini aldı.
Erkek dediğinin hobileri olacak mottosunu azıcık abartmış olan Dick’i aslında biz çok bildiğimiz bi yerlerden tanıyoruz da farkında değiliz. The Misirlou adlı çıldırtıcı eseri ile Pulp Fiction’ın soundtrackinde en önemli sırayı almış, Wipe Out adlı eseri ile de çok bilindik bir kredi kartı reklamının jingle’ı olarak teliflerin dibine vurmuştur. Dick aynı zamanda bir sörfçü olduğu için bir kere ilk büyük tick’i atıyoruz, çünkü sörfçü vücudu dediğin şey başa bela bişeydir, alışkanlık yapar, bir kere baktın mı hipnotize eder katatoniye kadar gider, hem dalgaların peşinde hem gitarı elinde çok büyük iş Dick’in bu yaptığı… İkinci tick’i de kendisini Surf Rock’ın kralı yapan Lets Go Trippin, Pipeline, Back to the Beach, Summer Surf, Mr. Eliminator gibi şarkılarıyla yarattığı müthiş tınılara veriyoruz. (Gözler kapalı dans eşliğinde level atlatıcı yan etkileri vardır) Üçüncü tick ise insaniyetine geliyor Dick’in, insan bu insan e insan olana da üç tick yeter. (Bunların hepsi 60’lardaki Dick Dale’e tabii, şimdiki halinin ellerinden öpülür ancak)
Çok acaip bir şarkısı (bu da mı arakmış?)
(Çiğdem’in 94.9 Açık Radyo’da 10:30-11:00 arası yayınlanan Sörf Çantası adında bir radyo programı var, uykulu kulaklarınızı bekler!)