Gördüğünüz gibi bu tatlı çöl fırtınası oldukça tanıdık. Aynı Müjde çorap reklamı gibi gündelik tecrübelerimizden ilham alınmış. Bir Türk kadını olarak bu senaryoyu kaç kere yaşadım inanın bilmiyorum, bi yerden sonra sıkılıp “Ay artık kumdan insana dönmiyim, eskidi bu numara” diyerek saksı, bebek ayakkabısı ve balta gibi objeler de oldum. Nasıl olduğunu bilirsiniz…
Peki ofiste patronu tarafından kumda debelenen mankenler izlerken yakalanmak istemeyenlerimiz için çölde her şey nasıl mı gelişti?
Öncelikle Doğu’nun güzelliklerinin sembolü kadın vardı (Doğu derken Klingon)
Fakat o da ne, kadın ağlıyordu… (Boşuna merak etmeyin niye ağladığını açıklamıyolar. Lokumsuzluk Özlemi)
Ve onbeş sene önce Maslak
Durup dururken ortaya çıkan yakışıklı (“Selam tatlışlar”)
Derken yakışıklı bir kum öbeğine dokunuyordu… (Çünkü neden olmasın?)
…Ve kum öbeği dokunulunca ağlayan kadına dönüşüyordu! (Tabii ki. Bu arada 1984 İngiliz reklam endüstrisinin estetiği 2000’ler Gülben Ergen klibi konseptiyle büyük benzerlikler göstermiyor mu? Muğlaklık ve renklilik esasları üzerinde birleşmişler)
Kadının göbeğinde beliren sponsorumuz (Süüüüpriiiiz süpriz süpriz aaaaşkıııım)
Yaklaşımını beğendim…
….Derken oryent yılanı ve sembol yorgunluğu. (Aaaaaşkıııım)
(Bu noktada Yağız Adam çölde güzel kadın bulmanın verdiği gazla artık kadının göbeğinde bulunmayan çikolatayı eşşek kadar kılıçla ikiye bölüyor ama onun screenshot’ını alamadım, beş hızlı kareyle anlatmışlar çizgiroman gibi. Fakat videoda izleyin, çok heyecanlı. Adam kılıçla çikolatayı ikiye bölüyor. Kılıç kullanarak. Türk ya hani. Kılıç.)
FİNAL: Mahallenin Muhtarları jeneriği tarzında “A orda mıydınız sizi görmedik, biz de çikolata yiyoduk” bakışı.
Mükemmel. Gözüyaşlı, mağrur, uçuşan Ortadoğu kadınından kumların içinden lanetli bebek gözleriyle fırlayan yakışıklıya, kaya gibi ortadan bölünen çikolataya ve huruhuruhuru TRT INT Kızılderili flüt müziğine kadar her şeyi düşünmüşler. Bu arada çikolatanın ortasında da gül aromalı lokum var, bütün tantana ve kılıç kalkan onu göstermek için. Fry’s Turkish Delight’ı geçen bi marketten buldum yedim, aslında tadı bayağı güzel sayılır ama lokumla filan da alakası yok, jöle gibi. Bir de gül aroması benim kafamda ölüm ve cenazeyle tamamen birleşik olduğundan, biraz da bütün hayallerin ölümü gibi bir şey izlenimi verdi bana. O açıdan aynı reklamı gibi. Ölüm çikolatası! Neyse ben şimdi ülkemizi tanıtmak için kumda kımıl kımıl oynamaya gidiyorum (Ola ola yılan olmuştu)