İsterdim ki, geniş ailenizle toplandığınızda mürüvetinizin ve siyasi görüşünüzün detaylarından bahsetmekten kaçınmanın; kaçınamadığınızda ustaca bir hamleyle konuşmayı ‘Kolestrole dikkat etmek lazım’a çekmenin 50 altın kuralını sıralayabileyim. Ama nasıl desem, hoşlanmadığınız bir soru karşısında ‘Dilerseniz bu konuyu başka bir zamana bırakalım’ deseniz bütün kafaların size çevrileceği bayram ziyaretlerinde tercüme Şükran Günü tavsiyeleri işlemeyebiliyor.
‘Kirli Saçlı Henry Amca’nız iki kadehten fazla içtiyse, onu mutfakta dostça bir Guatemala kahvesine davet edin.’ Sakil durur. Yakışmaz.
Üstelik bütün dünyayı değiştirme hayalleri kurarken, en yakınımızdakilerle konuşmaktan kaçmayı tavsiye eden bu altın kuralların cesaret kırıcı bir tarafı da var. Peki nasıl yapacağız da bayram masasını kana bulamadan ailemizin toplumsal cinsiyet, feminizm ve cinsellikle ilgili fikirlerini sarsacak (en azından titretecek) sihirli kelimeleri bulacağız? Ben de ‘kana bulamadan’ kısmını becerebilmiş değilim henüz. Sarsıntıyı da genelde kendimi tutamayıp masanın ortasına bıraktığım meteor gibi açıklamalarla sağlıyorum. Ama strateji geliştirme çabalarım devam ediyor. Her aileye sökmeyeceği kesin olsa da şimdiye kadar işe yaradığını düşündüklerim, bir daha yapmamak için uğraşacaklarım. Bir nevi önümüzdeki bayram için kendime notlar:
– İkna etmek yerine, yaşa!
Konu, evlenmeme/çocuk yapmama kararı, kendi istediğiniz şartlarda çocuk yapmak, kendi evinize çıkmak, protestolara gitmek, imza vermek, çamaşır yıkamamak, istediğiniz işte çalışmak, istediğiniz bölümde okumak, istediğiniz kişiyle, istediğiniz şekilde birlikte olmak ya da hiç kimseyle birlikte olmamak olabilir. Erkek kardeşlerimiz için tartışılmadan kabul edilen hayat standartlarının genç kadınlar için doğanın demir yasalarına aykırı hale gelmesi ne yazık ki istisnai bir durum değil. Zaman zaman bu demir yasaları esnetmenin yollarını buluyoruz. Bazen bir zorunluluk yaratarak, bazen gizleyerek, şanslıysak yakın çevremizden birilerinin desteğini alarak ya da kimin ne düşündüğünü pek takmadan bildiğimizi okumamıza izin verecek şartları yaratarak… Bir kere herşey olup bittikten ve tahmin ettikleri gibi bir zarar görmedikten sonra tepkiler de yumuşayabiliyor. Riskli! Ama namus cinayetine kurban gitmeyeceğinizden eminseniz ve bir süreliğine evlatlıktan reddedildiğinizde kendinize bakacak durumunuz varsa neden olmasın (Şimdi bir daha düşününce…).
– Örnek topla
Bu örneklerden biri olma yolunda ilerlerken, aile üyelerinin gençlik dönemlerinden, dostlarının sevilen çocuklarından, hatta hayatta toz kondurmayacakları bir ünlü varsa onun hayatından konvansiyonel olmayan örnekleri sinsice bir kenara not etmekte fayda var. Çoğunlukla alışılmadık bir durum karşısında kullanılan ‘Ben senin zarar görmenden korkuyorum’ bahanesini gerçek hayattan hikâyelerle çökerttikten sonra, ‘Senin kontrolünü kaybetmekten korkuyorum’ noktasıyla daha kolay başa çıkabiliriz belki.
– Kurguya bak kızını al
Hayatlarımıza daha güvenli bir mesafedeki kurgu hikâyeler, zor konulara alıştırmak için iyi bir yöntem olabiliyor. En son beraber izlediğiniz diziden, babanızın gözlerini nemlendiren filmden ya da kütüphanede duran kitaptan seçtiğiniz bir kadın karakterle açın konuyu. Söz konusu olan kendi kızları olmayınca gevşemeleri, bir anda modern, rahat, anlayışlı insanlar haline dönüşmeleri hiçbir şey olmasa, sempatik! (Maddeler giderek bubi tuzağına dönüşüyor.)
– Çok fazla öfkelenmemeye çalış
Olmuyor, ben beceremiyorum bunu. Ama her seferinde de bir sonraki buluşmanın amacı olarak bir kenara yazıyorum. Gerçekten durumda öfkelenmemi gerektirecek bir şey olmadığından değil. Feminizm tartışırken ‘Senin erkek arkadaşın yoktu değil mi?’ye, kadına yönelik şiddet tartışırken ‘Normal erkek böyle bir şey yapmaz. Ya hastadır, ya kadın kışkırtmıştır’a, akıl öğretmeye gelince ‘Feminist kelimesi çok antipatik, zaten bütün -izm’ler ölmeye mahkum. Kendinize başka bir isim bulsanız’a doğru çeşitlenen açıklamalar şimdi bile böğrüme bıçaklar sokuyor. Ama öfkeden bütün iç organlarım büzüşmüş gibi hissederken ikna ediciliğimin de yarıya indiğini ta çocukluğumda keşfettim. İki bayram arası yogaya başlamak caizse, Kurban öncesi biraz yol kat etmem lazım bu konuda.
Siz sinirlendikçe belagâtı güzelleşenlerdenseniz şayet, buyrun bize de bekleriz kadın dayanışmasına. Olmadı ilham verici bayram hikâyelerimizi değiş-tokuş etmeye devam edelim.