Doping skandalları; olimpiyat köyündeki alt yapı yetersizlikleri; yelken, kano, sörf gibi su sporlarının yapılacağı Guanabara Körfezi’ndeki su kirliliği ve zika virüsü hakkında yapılan ciddi uyarılar; pek çok yıldız sporcunun olimpiyatlara katılmayacağını açıklaması ve Rusya kafilesinin hâlâ tam anlamıyla netlik kazanmayan durumu… Rio 2016 Yaz Olimpiyatları, tüm bunların gölgesinde, 5 Ağustos’taki açılış töreniyle başlıyor. Sporseverler ve sıkı olimpiyat takipçileri her şeye rağmen bu organizasyonu heyecanla bekliyor. Beni ayrıca heyecanlandıran yönü ise medyada kolay yer bulamayan kadın futbolunun en iyi ülkelerini, geçen yılki dünya kupasının ardından tekrar bir arada izleyebilecek olmak!
Futbol branşındaki kadınlar turnuvası, bu akşam grup maçlarıyla başlayacak ve 19 Ağustos’taki final maçı ile sona erecek. 2014 FIFA Erkekler Dünya Kupası’nın da ev sahibi olan Brezilya’da maçlar, 6 ayrı şehirdeki statlarda yapılacak. Kadınlar futbol turnuvasına, 2008 ve 2012 Olimpiyatları’nda olduğu gibi, 6 kıta konfederasyonundan 12 takım katılıyor.
Yaz olimpiyatlarında futbol branşı, yalnızca erkeklerin katılımına açık olarak, 1900’den itibaren -1932 Los Angeles Olimpiyatları haricinde- aralıksız oynanıyor. Kadın futbolu ise ancak bir asır sonra, 1996’da, olimpiyat programına dahil ediliyor. Turnuvanın kısa tarihinde Norveç’in Sidney 2000’de olmak üzere 1, ABD’nin ise 4 şampiyonluğu var.
Brezilya, ev sahibi ülke olarak doğrudan katıldığı turnuvanın aynı zamanda en iddialı ülkelerinden biri. Futbol sevgisiyle ünlü ülkenin taraftarları şüphesiz bir avantaj yaratsa da takımın üzerindeki baskı diğer takımlar için bir umut kaynağı da olabilir. Gruba baktığımızda Brezilya’nın Çin ve İsveç’i yanına alıp grup lideri olarak çıkması çok mümkün görünse de başarılı teknik direktör Vera Pauw’un gelişiyle yükselişe geçen Güney Afrika’nın ikinci olimpiyat deneyiminde sürpriz yapma ihtimalini -heyecanla- saklı tutuyorum.
Asya Futbol Konfederasyonu olimpiyat elemelerinden (AFC) Çin’le birlikte çıkan Avustralya ise Kanada, Almanya ve Zimbabve ile aynı grupta yarışacak. Dünya birinciliğini son yıllarda ABD’ye kaptırsa da kadın futbolunun en başarılı ülkelerinden olan Almanya, katıldığı dört olimpiyatın üçünde bronz madalya aldı ve her zaman daha iyisini başarabilecek bir takım. Kanada ve Avustralya da bir üst aşamaya rahatça çıkabilecek takımlar ancak Zimbabve ayrı bir ilgiyi hak ediyor. Dünya sıralamasında 93’üncü sırada bulunan Zimbabve, turnuvadaki 11 takımın da çok gerisinde yer alıyor. Grubundaki tüm ülkelerin en iyi 10 takım arasında olduğunu da eklersek aradaki uçurum daha anlaşılır olabilir.
Turnuva yolundaki Afrika elemelerinde Nijerya ve Kamerun gibi daha güçlü adaylar elenirken Zimbabve, yeterli maddi imkanı olmadığı için Fildişi Sahilleri’yle yapacağı eleme maçına gidememiş ve FIFA tarafından 3-0 mağlup sayılmıştı. Afrika Futbol Konfederasyonu (CAF) bunun üzerine Zimbabve’nin elendiğini açıklarken FIFA rövanş maçının yine de yapılacağını duyurdu. Bu defa ise Fildişi Sahilleri önce belirlenen tarihte katılamayacağını belirtti; tarih değiştirilse de maç gününden önce elemelerden çekildiğini açıkladı. Bu şekilde turu geçen Zimbabve, son aşamada da Kamerun’u eleyerek 2016 Olimpiyatları’na katılmaya hak kazandı. Henüz bir kadınlar ligi dahi olmayan ülkenin olimpiyata takım çıkarması, muhtemelen kendileri de dahil olmak üzere herkesi şaşırttı. Olimpiyat serüvenlerini takip etmek de keyifli olacak diye umuyorum.
Varlığı sürpriz kabul edilen Zimbabve kadar eksiklikleri hissedilecek takımlar da var. Son dünya kupasını ikinci, bir öncekini ise ilk sırada bitiren Japonya’nın yanı sıra İngiltere ve Norveç’i önemli eksikler arasında sayabiliriz. Japonya ve Norveç eleme sürecinde turnuva dışı kalırken İngiltere’nin durumu daha farklı. Uluslararası Olimpiyat Komitesi; Büyük Britanya’yı oluşturan ülkelerin sadece Büyük Britanya adı altında bir takım olarak katılmalarına izin veriyor ve futbol branşında İngiltere, Kuzey İrlanda, İskoçya ve Galler arasında süren kırk yıllık anlaşmazlık sebebiyle İngiltere ya da Büyük Britanya adıyla bir futbol takımı, 2012 Londra Olimpiyatları haricinde, çıkarıl(a)mıyor.
Son grupta ise ABD, Yeni Zelanda, Fransa ve Kolombiya yer alıyor. Kolombiya, kâğıt üzerinde grubun en güçsüz takımı olarak görünse de istikrarlı bir yükselişi var; uluslararası turnuvalarda her geçen yıl daha iyi sonuçlar elde ediyor. ABD yine formunda, 2016’yı namağlup sürdürüyor ve şampiyonluğun en güçlü adaylarından. Fransa ise kadınların futbol takımları kurduğu, turnuvalar düzenlediği ilk ülkelerden ve son yıllardaki başarılarıyla dünya sıralamasında üçüncülüğe kadar yükseldi. Yeni Zelanda’nın da Okyanusya Uluslar Kupası’nın ve olimpiyat elemelerinin daimî lideri olarak grupta yerini aldığını ve daha geçen yaz dünya kupasında aynı gruba düşen Kolombiya ile Fransa’nın grup maçından Kolombiya’nın galip ayrıldığını dikkate alırsak bu grubun sürprizlere en açık grup olduğunu iddia edebiliriz.
Türkiye’deki durumu kısaca eklemek gerekirse, Türkiye kadın futbol takımı, 1997’den beri Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası elemelerine katılıyor. Kadın liglerinin federasyon tarafından kapatıldığı üç sezon boyunca bu elemelere katılmaya da ara veren takım, elemeleri henüz hiç geçemedi. Olimpiyatlara Avrupa’dan seçilecek takımlar bir yıl öncesindeki dünya kupasında alınan sonuçlara göre belirlendiği için Türkiye’nin olimpiyatlarda kadınlar futbol branşında yarışmak için de henüz bir şansı olmadı. Dünya sıralamasında ise 58’inci sırada.
Peki maçları nereden izleyeceğiz? Olimpiyat Oyunları’nın yayın haklarını elinde bulunduran Saran Grup ve TRT arasında henüz anlaşma sağlanamadığı için Türkiye’de televizyon yayını olup olmayacağı hâlâ belirsiz. Sorun çözülse bile çakışan bir sürü müsabaka arasından kadın futbol maçlarını yayınlamayı tercih edeceklerini pek sanmıyorum. Bu yönüyle kadın futbolu, sadece oynayanların değil izleyicilerin de kondisyonunu ve motivasyonunu kaybetmeden hedefe/bilgiye ulaşmak için çabaladığı bir olimpiyat sporu adeta… Yani bize yine Twitter’da, forumlarda, internet dehlizlerinde link arama yolları görünüyor. Şimdiden iyi seyirler!